A | |
to abolish | kaldırmak, lağvetmek |
abolition of obstacles to | dolaşım |
freedom of movement | özgürlüğünü/serbestisini |
kısıtlayan engellerin | |
kaldırılması | |
abolition of restrictions | kısıtlamaların kaldırılması |
to abolish customs duties | gümrük vergilerini kaldırmak |
abolish | lağvetmek, kaldırmak (bir sistemi veya uygulamayı) |
amend | tadil etmek (bir şeyi iyileştirmek, ıslah etmek veya daha doğru ve eksiksiz hale getirmek amacıyla) |
annul | iptal etmek (seçim), feshetmek (sözleşme) |
annulment | iptal (evlilik veya kontratın bütün sonuçlarıyla iptal edilmesi) |
cancel | iptal etmek (belge, organizasyon, politika, borç) |
dissolve | infisah etmek (kurum, kuruluş, meclis) |
nullify | hükümsüz kılmak (hukuki bir kararı veya usulü) |
postpone | tehir etmek, ertelemek (bir faaliyeti) |
repeal | yürürlükten kaldırmak (yasal/idari düzenleme) |
suspend | askıya almak |
absence | yokluk, bulunmayış, gıyap; gaiblik |
absence of an opinion | görüş yokluğu |
absence of customs protection | gümrük korumasının yokluğu |
abstain | kaçınma; çekimser kalma |
member states shall abstain from
… |
üye devletler ..den kaçınırlar |
to abstain from any measure | her türlü tedbirden kaçınmak |
abuse | kötüye kullanma, istismar etme, kötü muamelede bulunma |
abuse of dominant position | hakim durumun kötüye kullanılması |
abstention | Çekimserlik |
acceptance | kabul |
acceptance of appointment | görevin kabul edilmesi |
access | giriş/girme, katılma; erişim |
right of access | girme hakkı, katılma hakkı; erişim hakkı |
accession | katılım |
accession criteria | katılım kriterleri |
Accession Partnership | Katılım Ortaklığı (Belgesi) |
application for accession | katılım başvurusu |
conditions of accession | katılım şartları |
instrument of accession | katılım belgesi |
pre-accesion aid | katılım öncesi yardım |
pre-accession strategy | katılım öncesi stratejisi |
accommodation | konaklama |
accommodation facility | konaklama imkânları |
accord | mutabakat; razı olma; anlaşma; uygunluk |
accorded advantages | tanınan avantajlar |
by common accord | ortak rızayla, ortak mutabakatla |
in accordance with | uygun olarak, uyarınca |
to accord advantages | avantajlar tanımak |
to alter in accordance with the provisions set out below | aşağıda yer alan hükümler uyarınca değiştirmek |
account | hesap |
account being taken | tutulmakta olan hesap |
accounting | muhasebe |
accounting officer | sayman |
clearance of accounts | hesapların ibrası |
closure of accounts | hesapların kapanması |
current account balance | cari işlemler dengesi |
current accounts | cari işlemler |
European Unit of Account | Avrupa Hesap Birimi |
Farm Accounting Data Network (FADN) | Çiftlik Muhasebe Veri Ağı |
government accountant | sayman |
operating accounts | işletme hesapları, faaliyet hesapları |
profit and loss account | kar zarar hesabı |
accreditation | akreditasyon |
International Accreditation Forum (IAF) | Uluslararası Akreditasyon Forumu |
International Laboratory Accreditation Cooperation (ILAC) | Uluslararası Laboratuvar Akreditasyon İşbirliği (Örgütü) |
to accrue | tahakkuk etmek; çoğalmak, birikmek; eklenmek |
customs duties accrued on the product | mala tahakkuk eden gümrük vergileri |
Acquis Communautaire | Topluluk Müktesebatı |
acquisition | iktisap, kazanım, devralma |
acquisition of shares | hisselerin iktisabı |
acquittal | beraat, aklanma; ibra |
act | hareket, fiil/eylem; işlem; belge; kanun/yasa |
act declared void | hükümsüz ilan edilen tasarruf/işlem |
act of the Council (Council act) | Konsey tasarrufu/işlemi |
contested act | itiraz edilen tasarruf/işlem |
failure to act | hareketsizlik, işlemden kaçınma |
original acts | asıl belgeler, temel işlemler |
Single European Act (SEA) | Avrupa Tek Senedi |
to fail to act | hareketsiz kalmak, savsaklamak |
to review the legality of acts of the Council | Konsey tasarruflarının/işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemek |
action | eylem;dava; davranış;tutum |
action for compensation | tazminat davası |
action for failure to act | hareketsizlik/eylemsizlik davası |
action programme | eylem programı |
concerted action | uyumlu eylem |
food safety action plan | gıda güvenliği eylem planı |
improper action | aykırı davranış, uygunsuz davranış |
joint action | ortak eylem |
to bring an action (before the court) | dava açmak |
to bring an action for an infringement | ihlâl nedeniyle dava açmak |
to proceed by common action | ortak eylemde bulunmak |
activity | faaliyet/etkinlik |
branch of activity | faaliyet dalı |
categories of economic activity | ekonomik faaliyet kategorileri |
level of activity | faaliyet seviyesi; iş hacmi |
active | faal/etkin |
Activity | faaliyet / etkinlik |
effective | etkili/müessir |
effectiveness | etkililik |
efficiency | etkililik / müessiriyet
|
efficient | etkili / müessir |
productive | verimli |
adaptation | uyarlama |
add | katma, ekleme, ilave; toplama |
added value | katma değer |
Additional Protocol | Katma Protokol |
additive | katkı maddesi |
address | adres |
to address | hitap etmek, yöneltmek |
this decision is addressed to the Member States | bu karar Üye Devletlere yöneliktir |
to adopt | kabul etmek, kabul kararı vermek; kanunlaştırmak (meclis); evlat edinmek |
adoption | kabul etme, kanunlaştırma, evlat edinme |
has adopted this regulation | işbu tüzüğü kabul etmiştir |
hereby adopts this resolution | işbu ilke kararını kabul etmiştir |
when member states adopt these measures | üye devletler bu önlemleri kabul ettiğinde (kendi hukukunda) |
to administer | yönetmek/idare etmek |
administrative arrangements | idari düzenlemeler |
administrative reform | idari reform |
Common Transit and Single Administrative Document (SAD) | Ortak Transit ve Tek İdari Belge |
Single Administrative Document | Tek İdari Belge |
admission | kabul; izin, giriş; kabul izni; itiraf, ikrar |
readmission | geri kabul |
temporary admission | geçici kabul |
adulteration | tağşiş, aldatma, kandırma |
advantage | fayda, yarar, avantaj |
accorded advantages | tanınan avantajlar |
mutual advantage | karşılıklı yarar |
to accord advantages | avantajlar tanımak |
to cause a disadvantage | bir zarara sebep olmak, sakıncalı bir duruma meydan vermek |
to involve an advantage | bir avantaj içermek |
advertisement | reklâm |
board of advertisement | reklam kurulu |
commercial advertisement | ticarî reklâm |
misleading advertisement | aldatıcı reklâm |
secret advertisement | gizli reklâm |
agency | kurum; ajans; daire; birim |
European Agency for the Evaluation of Medicinal Products (EMEA) | Avrupa Tıbbi Ürünler Değerlendirme Ajansı |
European Agency for Safety and Health At Work (EU-OSHA) | Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı |
European Environment Agency | Avrupa Çevre Ajansı |
European Productivity Agency | Avrupa Verimlilik Ajansı |
European Space Agency (ESA) | Avrupa Uzay Ajansı |
paying agency | ödeme kuruluşu |
specialised agency | uzmanlaşmış kurum |
to agree | anlaşmak, mutabakata varmak; kararlaştırmak |
has agreed as follows | aşağıdaki gibi anlaşmıştır |
have agreed on the following provisions (in convention) | aşağıdaki hükümler üzerinde anlaşmıştır (uluslararası sözleşmelerde) |
agreement | anlaşma |
association agreements | ortaklık anlaşmaları |
agreement on pre-shipment inspection | sevkiyat öncesi kontrole ilişkin anlaşma |
categories of agreements | anlaşma kategorileri |
EC-Turkey Association Agreement | AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması |
energy sales and treasury guarantee agreements | enerji satış ve hazine garantisi anlaşmaları |
exclusive distribution agreements | tek elden dağıtım anlaşmaları |
exclusive purchasing agreements | tek elden satın alma anlaşmaları |
franchise agreements | franchising anlaşmaları |
free trade agreement | serbest ticaret anlaşması |
General Agreement on Tariffs and Trade (GATT) | Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması |
inter-enterprise agreement | şirketler arası (teşebbüsler arası/işletmeler arası) anlaşma |
Interim Agreement (1973) | Geçici Anlaşma |
multilateral agreements | çok taraflı anlaşmalar |
notification of inter-enterprise agreement | şirketler arası/teşebbüsler arası/firmalar arası anlaşmaya ilişkin bildirim/ihbar/tebliğ |
Partial European Agreements | Avrupa Kısmi Anlaşmaları |
plurilateral agreements | çoklu anlaşmalar |
proposed agreement | önerilen anlaşma |
public service concession agreements | kamu hizmeti imtiyaz anlaşmaları |
Schengen Agreement | Schengen Anlaşması |
specialisation agreement | uzmanlık anlaşması |
to conclude an agreement | anlaşma yapmak |
to renew agreements | anlaşmaları yenilemek |
agriculture | tarım |
agricultural and forestry tractors | tarım ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörler |
agricultural combat research institutes | zirai mücadele ve araştırma enstitüleri |
agricultural currency unit | tarım hesap birimi |
agricultural markets | tarımsal piyasalar |
agricultural prices | tarım fiyatları |
agricultural quarantine directorates | zirai karantina müdürlükleri |
agriculture sales co-operatives | tarım satış kooperatifleri |
Committee of Agricultural Organisations in the European Community | Avrupa Topluluğu Tarımsal Kuruluşlar Komitesi |
Common Agricultural Policy | Ortak Tarım Politikası |
common organisation of agricultural markets | ortak tarım piyasaları düzeni |
European Agricultural Guidance and Guarantee Fund (FEOGA, EAGGF) | Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu |
interventions on the agricultural market | tarım piyasasına müdahaleler |
processed agricultural goods | işlenmiş tarım ürünleri |
aid | yardım |
categories of aid | yardım kategorileri |
state aids | devlet yardımları |
to provide non-repayable aid | geri ödemesi olmayan yardım sağlamak |
air | hava |
air pollution measurement vehicle | hava kirliliği ölçüm aracı |
air transport | hava taşımacılığı |
alignment | uyum/ uyumlaştırma |
to allocate | tahsis etmek, dağıtmak, pay etmek |
allocated appropriation | tahsis edilen ödenek |
allocation | tahsisat, dağıtım |
allocation of funds | fon tahsisatı, fonların tahsisi |
allowance | tahsisat, ödenek,aylık bağlama,istihkak, tahsis |
annual allowance | yıllık ödenek |
family allowance | aile yardımı |
amendment | değiş(tir)me/ tadil |
amendment of a provision | bir hükümde değişiklik |
amendment to a treaty | antlaşmada değişiklik yapılması |
amount | miktar; tutar, meblağ |
amount of a compensation | tazminat tutarı |
amounts devoted to carrying out the programme | programın gerçekleştirilmesi için ayrılan miktar |
compensatory amount | telâfi edici tutar |
correction amount | düzeltici tutar |
minimal amount | asgari tutar |
up to the amount of their share of capital | kendi sermaye paylarına düşen miktarına kadar |
analysis | çözümleme/tahlil/ analiz |
methods of sampling and analysis | numune alma ve tahlil yöntemleri |
animal | hayvan |
animal health | hayvan sağlığı |
animal health and surveillance | hayvan sağlığı ve zabıtası |
animal health certificate | hayvan sağlığı sertifikası |
animal husbandry | hayvancılık |
animal identification code | hayvan tanımlama kodu |
animal identification system | hayvan kimlik sistemi |
animal passport | hayvan pasaportu |
animal waste | hayvansal atık |
animal welfare | Hayvan refahı |
domestic animals | yerli hayvanlar, evcil hayvanlar |
epidemic animal diseases | salgın hayvan hastalıkları |
rearing animals | yetiştirme amaçlı hayvanlar |
to announce | duyurmak/ilan etmek |
commercial announcement | ticarî ilân |
to annul | iptal etmek |
anxious to (in resolutions) | arzu ederek; isteyerek (ilke kararlarında) |
appliance | alet |
appliances burning gaseous fuels | gaz yakan aletler |
gas appliances | gaz yakan aletler |
household appliances | ev aletleri |
lifting and mechanical handling appliances | kaldırma ve mekanik taşıma araçları |
application | uygulama, tatbik etme; başvuru |
application of procedures | usulün uygulanması |
application of the “polluter pays” principle | “kirleten öder” ilkesinin uygulanması |
scope of application | uygulama alanı |
to apply | uygulamak; başvurmak |
to apply (make) a reduction | indirim uygulamak (yapmak) |
to apply in its entirety | bütünüyle uygulamak |
it shall apply from … to … | .. den … e kadar uygulamada kalır |
appointment | tayin; görevlendirme; ata(n)ma |
acceptance of appointment | görevin kabul edilmesi |
appropriate | uygun/münasip |
to appropriate | ayırmak (ödenek)/tahsis etmek |
appropriate supervision | uygun denetim |
where appropriate | uygun olduğu hallerde |
appropriations | gider, sarf; tasarruf; ödenek |
appropriation | ödenek |
appropriations | ödeme emri verilen krediler |
to approve | onaylamak/tasdik etmek, uygun bulmak/tasvip etmek; kabul etmek |
approving .. (in recommendations) | onaylayarak, tasvip ederek (tavsiye kararlarında) |
approves | onaylar, uygun bulur/tasvip eder |
approval | onay |
prior approval | ön onay |
type approval laboratory | tip onay laboratuvarı |
unanimous approval | oybirliği ile onay, oybirliği ile uygun bulma |
approval | onay / tasdik / tasvip |
assent | uygun görüş/muvafakat |
endorsement | tasdik/doğrulama; onaylama |
ratification | onay (uluslararası an(t)laşmalarda) |
approximation | yaklaş(tır)ma |
approximation of legislation | mevzuatın yaklaştırılması |
arbitration | tahkim, hakemlik |
arbitration procedure | tahkim usulü |
arbitration clause | tahkim hükmü, tahkim şartı, tahkim klozu |
arbitration committee | tahkim komitesi |
arbitration committee for consumer problems | tüketici sorunları hakem heyeti |
award (decision) of an arbitration board | tahkim kurulu kararı |
grant of licences by arbitration | tahkim yolu ile lisans verilmesi |
international arbitration | uluslararası tahkim |
pre-court settlement body (arbitration) | duruşma/ yargılama öncesi çözüm organı (tahkim) |
aquaculture | su ürünleri yetiştiriciliği/akuakültür |
area | alan, bölge |
free trade area | serbest ticaret alanı |
specially protected environment area | özel çevre koruma alanı |
under-developed area | az gelişmiş bölgeler |
wildlife protection area | yaban hayatı koruma alanı |
arrangement | düzenleme/tanzim |
administrative arrangements | idari düzenlemeler |
arrangements having similar effect | eş etkili düzenlemeler |
customs arrangement | gümrük düzenlemesi |
duty relief arrangement | gümrük muafiyeti düzenlemesi |
exchange arrangement | kambiyo rejimi |
land arrangement | arazi düzenlemesi |
legal arrangement | yasal düzenleme, hukuki düzenleme |
Multi-Fibre Agreement (MFA) | Çok Elyaflılar Anlaşması |
art | sanat, zanaat |
artisan | küçük sanatkâr |
article | madde; eşya; parça |
in particular article(s) … thereof | Özellikle ilgili …. nin … numaralı maddelerini |
sole article | tek madde |
assent | rıza; uygun bulma, muvafakat |
assent of the European Parliament | Avrupa Parlamentosunun uygunluk görüşü |
assent of the authorities | yetkili makamlarin uygun görmesi, rızası |
assent procedure | muvafakat usulü |
assets | varlıklar, değerler,kıymetler; alacaklar, aktifler |
cultural assets | kültürel varlıklar |
natural assets | doğal varlıklar |
assessment | değerle(ndir)me; keşif ve takdir etme |
conformity assessment | uygunluk değerlendirmesi |
conformity assesment procedure | uygunluk değerlendirme prosedürü |
environmental impact assessment | çevresel etki değerlendirmesi |
mode of assessment | değerlendirme usulleri |
risk assessment systems | risk değerlendirme sistemleri |
to assign | ayırmak, tahsis/tayin etmek; devretmek; havale etmek; temlik etmek; terk etmek; ferağ etmek (mal); ciro etmek (senet) |
tasks assigned to it by the commission | komisyon tarafından kendisine verilen görevler |
to assign tasks to the commission | komisyonu görevlendirmek |
assistance | yardım,destek, iane, muavenet |
mutual assistance | karşılıklı yardım |
Technical Assistance Information Exchange Office (TAIEX) | Teknik Yardım ve Bilgi Değişim Ofisi |
association | ortaklık; birlik; dernek |
associated member | ortak üye |
associated state | ortak devlet |
association agreements | ortaklık anlaşmaları |
EC-Turkey Association Committee | AT – Türkiye Ortaklık Komitesi |
EC-Turkey Association Council | AT – Türkiye Ortaklık Konseyi |
association institutions | ortaklık kurumları |
EC-Turkey Association Agreement | AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması |
European Association of Teachers | Avrupa Öğretmenler Birliği |
European Free Trade Association (EFTA) | Avrupa Serbest Ticaret Birliği |
European Venture-Capital Association (EVCA) | Avrupa Risk Sermayesi Birliği |
purpose of association | ortaklığın gayesi |
right of association | dernek kurma hakkı |
to form associations | ortaklıklar kurmak; dernekler kurmak |
association | ortaklık ; dernek |
cooperation | işbirliği |
joint | karma, ortak |
membership | Üyelik |
partnership | şirket ; ortaklık (birlikte çalışan iki veya daha fazla birey, örgüt, kuruluş, ülke arasında) |
asylum | iltica, sığınma |
asylum seeker | sığınmacı |
atom | atom |
European Atomic Energy Community (EAEC-EURATOM) | Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu |
Treaty Establishing the European Atomic Energy Community | Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu Kuran Antlaşma |
to attain | erişmek, elde etmek; kazanmak |
attainment of the objectives | amaçlara ulaşılması |
to attain its objectives | amaçlarına ulaşmak |
attorneyship | avukatlık |
audiovisual | görsel-işitsel |
audit | murakabe, muhasebe denetimi |
audit on records | kayıtların denetimi |
auditor | denetçi, murakıp |
compliance audit | uygunluk denetimi |
the European Court of Auditors | Avrupa Sayıştayı |
ex post financial audit body | harcama sonrası denetim yapan birim |
ex-post external audit | harcama sonrası dış malî denetim |
ex-post internal audit | harcama sonrası iç malî denetim |
performance audit | performans denetimi |
risk audit | risk denetimi |
author | yazar, müellif |
author’s royalties | yazarlık hakları |
authority | otorite, kurum; makam; yetkili; salâhiyet |
assent of the authorities | yetkili makamların uygun görmesi, rızası, muvafakatı, icazeti, cevap vermesi |
competent authorities in member states | üye devletlerdeki yetkili makamlar |
high authority | yüksek otorite |
national authority | ulusal makam |
official authorities | resmi merciler |
regional or local authorities | bölgesel ya da yerel yönetimler |
authorization | yetki verme/salahiyet, izin |
authorized dealers in foreign exchange | döviz işlemleri yapma yetkisi almış kişi veya kurumlar |
authorizing officer | ita amiri |
exchange authorization | kambiyo izni |
investment authorization | yatırım izni |
preliminary authorization | ön izin (topluluk mevzuatından süreli muafiyet) |
prior authorization | ön izin |
to revoke an authorization | bir izni yürürlükten kaldırmak, izni geri almak |
autonomy | özerklik |
autonomous arrangements | otonom düzenlemeler |
autonomous tariff | otonom tarife |
to have financial autonomy | malî özerkliğe sahip olmak |
award | hakem kararı |
award of an arbitration board | tahkim kurulu kararı |
aware (in resolutions) | farkında olarak (ilke kararlarında) |
B | |
balance | denge; bakiye; bilanço |
available balances | kullanılabilir bakiye |
balance of payments | ödemeler dengesi |
bank | banka |
banking commissions | bankacılık komisyonları |
banking operations (transactions) | bankacılık işlemleri |
banking profession | bankacılık mesleği |
board of governors of the bank | banka guvernörler kurulu |
European Bank of Reconstruction and Development (EBRD) | Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası |
European Central Bank (ECB) | Avrupa Merkez Bankası |
European Investment Bank (EIB) | Avrupa Yatırım Bankası |
liberalisation of banking services | bankacılık hizmetlerinin serbestleşmesi |
basic | temel |
basic requirements | temel gerekler |
basis | esas; ilke, kural; temel, prensip |
immovable purchased on a time share basis | devre mülk esasında satın alınan taşınmaz |
on a non-discriminatory basis | ayrımcı olmayan bir temelde, ayrım yapılmaksızın |
on a reciprocal basis | karşılıklılık temelinde |
on an equitable basis | hakkaniyet temelinde |
behalf | adına, namına, yerine |
on its behalf | kendi adına, kendi namına |
on behalf of the governments of the member states | üye devletlerin hükümetleri adına |
benefit | fayda, istifade; kâr; menfaat |
beneficiary | faydalanan, yararlanan |
right to benefit | yararlanma/istifade etme hakkı |
bill | hesap; fatura; senet; poliçe |
bill of lading | konşimento |
binding | bağlayıcı |
to have a binding force | bağlayıcı gücü olmak |
this regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in the member states | bu tüzük üye devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır. |
bio | biyo |
bio-availability | biyoyararlanım |
biodegradable | biyolojik olarak parçalanabilen |
bio-equivalence | biyoeşdeğerlik |
board | idare meclisi; kurul |
account experts board | hesap uzmanları kurulu |
award of an arbitration board | tahkim kurulu kararı |
Board of Directors of the Bank | Banka Yönetim Kurulu |
Board of Governors of the Bank | Banka Guvernörler Kurulu |
decision of an arbitration board | tahkim kurulu kararı |
body | birim, organ, kuruluş; kurum |
competent body | yetkili organ, yetkili birim |
notified body | onaylanmış kuruluş |
pre-court settlement body (arbitration) | duruşma/ yargılama öncesi çözüm organı (tahkim) |
status of a body | bir kurumun statüsü, bir organın statüsü |
to resign as a body | toplu olarak istifa etmek |
border | sınır, hudut |
border inspection post | sınır kontrol noktası |
brand | marka; cins; çeşit |
brand name | marka adı |
bribe | Rüşvet |
bribery | rüşvetçilik |
corruption | yolsuzluk |
counterfeit | taklit, sahte |
fraud | hile, sahtekârlık, dolandırıcılık
|
to bring an action (before the court) | dava açmak |
burden | yük, külfet |
burden-sharing | külfet paylaşımı, masraf paylaşımı |
cadastre | kadastro |
business | iş; meşguliyet |
Business | iş / meşguliyet |
Career | Kariyer |
Job | iş / meslek |
occupation | uğraş (iş veya mesleği kapsar) |
position | Iş |
post | Iş |
profession | meslek (yüksek öğrenim gerektiren iş) |
work | iş / çalışma |
C | |
calibration | kalibrasyon |
in camera | kapalı(gizli) oturum |
to cancel | iptal etmek |
unilateral cancellation | tek taraflı fesih |
capacity | kapasite, yetenek; ehliyet, yetki; sıfat; hacim; istiap haddi |
capacity decrease | kapasite indirimi |
capacity utilisation | kapasite kullanımı |
competitive capacity | rekabet gücü |
in one’s personal capacity | kişisel yetkisiyle, kişisel yetkisine dayanarak |
installed capacity | kurulu güç |
telephone switchboard capacity | telefon santralı kapasitesi |
capital | sermaye; fon; anapara |
capital goods | yatırım malları, sermaye malları |
capital increase | sermaye artırımı |
contributions to the capital | sermayeye katılım, sermayeye iştirak |
fixed capital | sabit sermaye |
invested capital | yatırıma dönüştürülmüş sermaye |
liberalisation of movement of capital | sermaye dolaşımının serbestleştirilmesi |
paid-up capital | ödenmiş sermaye |
registered capital | kayıtlı sermaye |
risk capital | risk sermayesi |
seed capital | çekirdek/başlangıç sermayesi |
up to the amount of their share of capital | kendi sermaye paylarına düşen miktarına kadar |
venture capital | risk sermayesi |
carnet | karne |
case | durum/vaziyet, hal; mesele; vaka, hadise/olay; dava |
as the case may be | duruma göre, halin icabına göre |
case of infringement | ihlâl durumu, ihlâl hali, ihlâl olayı |
case-law of the european court of justice | avrupa toplulukları adalet divanı içtihadı |
in case of urgency | acil durumda |
to investigate a case | bir durumu soruşturmak, bir olayı tahkik etmek |
cash | nakit, para, efektif |
cash flow table | nakit akım tablosu |
in cash or in kind | ayni veya nakdi olarak |
modified cash system | uyarlanmış nakit esası |
to cause | neden olmak, sebebiyet vermek |
to cause a disadvantage | bir zarara sebep olmak, olumsuz duruma sokmak, sorunlara neden olmak |
to cause a damage | zarara neden olmak |
to censor | sansür etmek |
to subject the correspondence to censorship | haberleşmeyi sansüre tâbi tutmak |
to censure | tenkit etmek, eleştirmek; kınamak |
motion of censure | gensoru, güvensizlik önergesi |
to table a motion of censure | gensoru önergesi vermek |
centre | merkez |
Euro-Info Centres | Avrupa Bilgi Merkezleri |
European Monitoring Centre on Racism and Xenophobia (EUMC) | Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığını İzleme Merkezi |
innovation relay centres | yenilik aktarım merkezleri |
cereals | tahıl, hububat |
certificate | sertifika, vesika, belge; şahadetname |
A.TR movement certificates | A.TR dolaşım belgeleri |
certificate of origin | menşe şahadetnamesi |
certified councillorship | yeminli malî müşavirlik |
certified copy | onaylı nüsha |
certificate of warranty | garanti belgesi |
European Organization for Testing and Certification (EOTC) | Avrupa Test ve Belgelendirme Örgütü |
laboratory certification | laboratuvar belgelendirmesi |
testing, certification and inspection institutions | test, belgelendirme ve muayene kuruluşları |
cessation | durma; ara verme |
cessation of joint control | ortak denetimin sona erdirilmesi |
chapter | bölüm, fasıl |
article | madde |
chapter | bölüm,fasıl |
paragraph | fıkra , paragraf |
subparagraph | bent |
title | başlık |
charge | masraf; ücret; vergi; gider; harç; resim |
assembly charges | montaj masrafları |
countervailing charges in respect of imports | ithalata konan telâfi edici vergiler |
repair charges | onarım masrafları, tamir giderleri |
storage charges | depolama masrafları |
transit charges | transit geçiş vergileri |
to choose by lot | kura yoluyla seçmek |
circulation | devir; dolaşım |
free circulation | serbest dolaşım |
goods in free circulation | serbest dolaşımdaki mallar |
civil | vatandaşlara ait, sivil, medeni |
civil employment | sivil istihdam |
civil engineering | inşaat mühendisliği |
civil law | medeni hukuk |
civil liability | hukuki sorumluluk |
civil protection | sivil savunma (afetlere karşı) |
civil servant | memur |
European Community civil servants | Avrupa Topluluğu memurları |
explosive for civil use | sivil amaçlı patlayıcılar |
rules of civil procedure | medeni usul hukuku kuralları |
citizen | vatandaş |
claim | iddia; talep; alacak hakkı |
to claim | iddia etmek; talep etmek, istemek |
claim for damages | tazminat talebi |
to claim a compensation | tazminat istemek |
clearance | gümrük makbuzu; gümrükleme; tasfiye; takas |
customs clearance | gümrükleme |
negative clearance | menfi tespit |
climate | iklim |
climate change | iklim değişikliği |
cluster | küme |
coal | Kömür |
coal site | kömür sahası |
European Coal and Steel Community (ECSC) | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu |
code | kanun/yasa, kod |
code of conduct | davranış kuralları |
code of good practice | iyi uygulama kodu |
co-decision | ortak karar |
co-decision procedure | ortak karar usulü |
co-finance | ortak finansman |
cohesion | uyum |
economic and social cohesion | ekonomik ve sosyal uyum |
cohesion fund | uyum fonu |
collective | ortak; toplu; kolektif |
collective bargaining | toplu sözleşme |
collective defence | kolektif savunma |
commandite | komandit (şirket) |
commerce | ticaret |
commercial announcement | ticarî ilan |
commercial property | ticarî mülkiyet |
commercial usage | ticarî teamül |
normal bona fide commercial practice | iyiniyetli ticarî uygulama |
commission | komisyon; komisyoncu/aracı ücreti |
banking commissions | bankacılık komisyonları |
commission on guarantees | garanti komisyonları |
commissions of the European Parliament | Avrupa Parlamentosunun komisyonları |
joint commission (committee) | karma komisyon (komite) |
EC-Turkey Joint Parliamentary Commission | AT-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu |
member of the commission | komisyon üyesi |
Commission | Komisyon |
Commission Decision | Komisyon Kararı |
Commission Directive | Komisyon Direktifi |
Commission proposal | Komisyon tasarısı |
Commission Recommendation | Komisyon Tavsiye Kararı |
Commission Regulation | Komisyon Tüzüğü |
Commissioner | Komisyon Üyesi (Komiser) |
European Commission | Avrupa Komisyonu |
President of the European Commission | Avrupa Komisyonu Başkanı |
should the Commission find | Komisyon … saptarsa |
commitment | taahhüt/yüklenme; vaat |
commitment of expenditures | giderlerin taahhüdü |
long-term commitments | uzun vadeli taahhütler |
committee | komite, heyet |
advisory committee | istişari komite, danışma komitesi |
advisory commitee on restrictive practices and dominant positions | sınırlayıcı uygulamalar ve hakim durumlar danışma kurulu |
arbitration committee | tahkim komitesi |
arbitration committee for consumer problems | tüketici sorunları hakem heyeti |
association committee | ortaklık komitesi |
conciliation committee | uzlaştırma komitesi |
Committee of Permanent Representatives (COREPER) | Daimi Temsilciler Komitesi |
Committee of the Regions | Bölgeler Komitesi |
consultative committee | danışma/istişare komitesi |
European Economic and Social Committee | Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi |
economic study committee | ekonomik incelemeler komitesi |
EC-Turkey Joint Parliamentary Committee | AT-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu |
European Standardization Committee (CEN) | Avrupa Standartlar Komitesi |
European Electro-Technical Standardization
Committee (CENELEC) |
Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi |
subcommittee | alt komite |
to constitute the committee | komiteyi oluşturmak |
to set up a committee | komite kurmak |
common | ortak |
Common Agricultural Policy | Ortak Tarım Politikası |
common attitude | ortak tavır |
Common Commercial Policy | Ortak Ticaret Politikası |
Council Common Position | Konsey Ortak Tutumu |
Common Customs Tariff (CCT) | Ortak Gümrük Tarifesi |
Common Customs Tariff Nomenclature | Ortak Gümrük Tarife Nomenklatürü |
Common Fisheries Policy (CFP) | Ortak Balıkçılık Politikası |
Common Foreign and Security Policy (CFSP) | Ortak Dış ve Güvenlik Politikası |
common market | ortak pazar |
common market organisations | ortak piyasa düzenleri |
common policies | ortak politikalar |
Common Position | Ortak Tutum |
Common Security and Defence Policy (CSDP) | Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası |
Common Transit and Single Administrative Document (SAD) | Ortak Transit ve Tek İdari Belge |
Common Transport Policy | Ortak Taşımacılık Politikası |
to proceed by common action | ortak eylemde bulunmak |
communication | bildirim, tebliğ; iletişim, haberleşme |
communiqué | tebliğ |
communication to the parties | taraflara tebliğ etme, bildirme |
member states shall communicate to the commission their laws, regulations and administrative provisions with regard to the application of this directive | üye devletler bu direktifin uygulanmasıyla ilgili kanun, tüzük ve idari düzenlemelerini komisyona bildirirler |
community | topluluk |
Community acts | Topluluk tasarrufları/işlemleri |
Community formularies | Topluluk formları |
Community initiative | Topluluk inisiyatifi |
Community instructions | Topluluk talimatları |
Community instruments | Topluluk araçları |
Community law | Topluluk hukuku |
Community legislation | Topluluk mevzuatı |
Community Plant Variety Office (CPVO) | Topluluk Bitki Çeşitleri Ofisi |
Community rules | Topluluk kuralları |
decision-making procedure of the European Community | Avrupa Topluluğu karar alma usulü |
European Atomic Energy Community (EAEC-EURATOM) | Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu |
European Coal and Steel Community (ECSC) | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu |
European Community (EC) | Avrupa Topluluğu |
European Community civil servants | Avrupa Topluluğu memurları |
European Community funds | Avrupa Topluluğu fonları |
European Community Humanitarian Office (ECHO) | Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Ofisi |
European Community institutions | Avrupa Topluluğu kurumları |
European Community law | Avrupa Topluluğu hukuku |
European Community of Consumer Cooperatives (EURO-COOP) | Avrupa Tüketici Kooperatifleri Topluluğu |
European Community presidency | Avrupa Topluluğu dönem başkanlığı |
European Community Statistical Office (EUROSTAT) | Avrupa Topluluğu İstatistik Ofisi |
European Economic Community (EEC) | Avrupa Ekonomik Topluluğu |
European Defence Community (EDC) | Avrupa Savunma Topluluğu |
general standard of economic activities | ekonomik faliyetlerin genel sınıflandırılması |
Official Journal of the European Communities | Avrupa Toplulukları Resmi Gazetesi |
Programme of Community aid to the countries of Central and Eastern Europe (PHARE) | Orta ve Doğu Avrupa Ülkelerine Topluluk Yardım Programı |
to safeguard the interests of the Community | Topluluk çıkarlarının korunması |
Union of Industries of the European Community | Avrupa Topluluğu Sanayileri Birliği |
company | şirket |
company law | şirketler hukuku |
joint stock company | anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş şirket |
limited liability companies | sınırlı sorumlu şirketler |
limited liability company | limitet şirket |
local distribution company | yerel dağıtım şirketi |
parent company | ana firma |
profit-making company (firm) | kâr amaçlı şirket |
transfer of the seat of a company or firm | bir şirketin veya firmanın merkezinin yer değiştirmesi |
unlimited company (general partnership) | şahıs şirketi (adi şirket) |
compensation | tazminat, telâfi |
action for compensation | tazminat davası |
amount of a compensation | tazminatın tutarı |
compensation for damage | zararın tazmini |
compensatory amount | telâfi edici tutar |
compensatory indemnity | telâfi edici tazminat |
compensatory levy | telâfi edici vergi |
to claim a compensation | tazminat istemek |
competence | salahiyet / yetki; ustalık, yeterlik |
competent body | yetkili organ/birim, yetkili kuruluş |
general competence | genel yetki |
competition | rekabet |
actual competitor | fiili rakip, fiili rekabetçi |
competition authority | rekabet kurumu |
competing industries | rakip sanayiler |
competing undertaking | rakip teşebbüsler/firmalar |
competition policy | rekabet politikası |
competitiveness | rekabet edebilirlik |
conditions of competition | rekabet koşulları |
perfect competition | tam rekabet |
rules on competition | rekabet kuralları |
unfair competition | haksız rekabet |
unfair competitive practices | haksız rekabet uygulamaları |
compilation | derleme |
complementary | tamamlayıcı/bütünleyici |
complementary social security scheme | tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemi |
component | unsur, parça, bileşen, |
fixed component | sabit unsur |
variable component | değişken unsur |
compromise | uzlaşma |
Luxemburg compromise (1966) | Lüksemburg uzlaşması (1966) |
compulsory | mecburi/zorunlu |
compulsorily | zorunlu olarak |
concentration | yoğunlaşma |
to declare a concentration unlawful | bir yoğunlaşmanın hukuka aykırı olduğunu açıklamak |
condition | koşul / şart |
conditions for loans | ödünç verme koşulları |
European Foundation for the Improvement of Living and Working Conditions | Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı |
subject to the conditions | öngörülen koşullara bağlı olarak, öngörülen koşullar uyarınca |
to be conditional upon | koşuluna bağlı olmak |
to fulfil a condition | bir koşulu yerine getirmek |
conduct | davranış; hareket; yürütme |
serious misconduct | suihal |
to conduct negotiations | müzakereleri yürütmek |
to confer | vermek, tevcih etmek |
powers which are conferred upon it by this treaty | işbu antlaşmayla verilen yetkiler |
to confer powers | yetkiler vermek |
to confer rights | haklar vermek |
within the limits of the powers conferred by this treaty | işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde |
conference | konferans |
intergovernmental conference | hükümetlerarası konferans |
to confirm | tasdik etmek / onaylamak, doğrulamak / teyid etmek |
confiscation | elkoyma, müsadere |
conformity | uygunluk |
CE (Community Europe) conformity marking | CE uygunluk işareti |
conformity assessment | uygunluk değerlendirmesi |
conformity assessment and certification bodies | uygunluk değerlendirme ve belgelendirme kuruluşları |
conformity mark | uygunluk işareti |
conformity marking | uygunluk işaretlemesi |
conformity to type | tipe uygunluk beyanı |
in conformity with the guidelines | kılavuz ilkelerle uyumlu biçimde |
legal conformity | yasal uygunluk, hukuki uygunluk |
congestion management | kısıt yönetimi |
conscious that (in protocol) | bilincinde olarak; farkında olarak (protokollerde kullanılan deyim) |
consensus | oybirliği |
to consider | mülahaza etmek, göz önünde bulundurmak, mütalaa etmek |
considering that (in resolutions) | göz önünde tutarak (ilke kararlarında kullanılan deyim) |
considers | göz önünde tutar |
construction | inşaat; yapı; inşa, zihinsel inşa, kurgulama; genel anlamı belirleme ; hukuki belgelerin veya hükümlerin özünü ortaya koyucu yorumlama |
construction plant and equipment | inşaatlarda kullanılan iş makinaları ve ekipmanları |
construction products | inşaat malzemeleri |
constructive abstention | yapıcı çekimserlik |
consultation | danışma/istişare |
after consulting the commission | komisyona danıştıktan sonra |
consultancy | danışmanlık |
consultation procedure | danışma usulü |
consultative committee | istişari komite,danışma komitesi |
Consumers Consultative Committee | Tüketici Danışma Komitesi |
in consultation with | danışarak, istişare ederek |
juristconsult | hukuk danışmanı |
to consume | tüketmek |
consumer | tüketici |
arbitration committee for consumer problems | tüketici sorunları hakem heyeti |
consumer awareness | tüketici bilinci |
consumer by default | temerrüde düşen satıcı / hizmet sağlayıcı |
consumer in default | temerrüde düşen tüketici |
consumer council | tüketici konseyi |
consumer court | tüketici mahkemesi |
consumer credit | tüketici kredisi |
consumer goods | tüketim malları |
consumer protection policy | tüketicileri koruma politikası |
Consumers Consultative Committee | Tüketici Danışma Komitesi |
domestic consumers | yerli tüketiciler |
durable consumer goods | dayanıklı tüketim malları |
European Bureau of Consumers Union | Avrupa Tüketici Birlikleri Bürosu |
European Community of Consumer Cooperatives (EURO-COOP) | Avrupa Tüketici Kooperatifleri Topluluğu |
private consumption tax | özel tüketim vergisi |
unfair terms in consumer contracts | tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar |
contagious | bulaşıcı |
contagious disease | bulaşıcı hastalık |
to contaminate | bulaştırmak; kirletmek |
contaminant | kirletici, bulaşan |
contact | temas,ilişki |
in close contact with | ile yakın ilişkide olarak |
contract | sözleşme |
contract governed by private law | özel hukuka tâbi sözleşme |
contract governed by public law | kamu hukukuna tâbi sözleşme |
contract of limited duration | sınırlı süreli sözleşme |
contractor | yüklenici |
contract product | sözleşme konusu ürün |
contracting parties | âkit taraflar |
contractual liability | sözleşmeden doğan sorumluluk, akdi sorumluluk |
contractual licences | sözleşmeye ait lisanslar, akitten doğan lisanslar |
extracontractual | sözleşme dışı, akit dışı |
high contracting parties | yüksek âkit taraflar |
insurance contract | sigorta sözleşmesi, sigorta akdi |
non-contractual liability | sözleşme dışı sorumluluk |
relevant market for the contract products | sözleşme konusu ürünler pazarı |
subcontracting | alt sözleşme, taşeronluk |
supply contract | tedarik sözleşmesi |
time-share holiday contract | devre mülk tatil sözleşmesi |
unfair terms in consumer contracts | tüketici sözleşmelerindeki haksız koşullar |
control | kontrol/denetim |
cessation of joint control | ortak denetimin sona erdirilmesi |
controls on standards | standart denetimleri |
control | kontrol/ denetim |
inspection | teftiş (bir iş yeri, kurum ya da insan topluluğu için kullanılır) |
investigation | araştırma, soruşturma; tahkikat |
review | gözden geçirme (bir durumu veya sistemi iyileştirmek için kullanılır) |
supervision | denetim (bir yer, faaliyet ya da insan topluluğu için kullanılılır) |
surveillance | gözetim (polis, ordu veya yetkili kurum tarafından yapılır) |
verification | tahkik, doğrulamak |
convention | sözleşme (uluslararası), kurultay/kongre; gelenek |
Climate Change Framework Convention (CCFC) | İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi |
European Convention on Cross Border Television | Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi |
implementing convention | uygulama sözleşmesi |
Lomé Convention | Lomé Sözleşmesi |
Transboundary Environmental Impact Assessment Convention | Sınır Aşan Çevresel Etki Değerlendirmesi Sözleşmesi |
convict | suçlu/mahkum; |
to convict | mahkum etmek; suçlamak |
conviction | mahkumiyet; kanaat ; inanç |
convinced that (in resolutions, in conventions) | … inanarak (ilke kararlarında, uluslararası sözleşmelerde); kanısına vararak |
to co-opt | yanına almak, bünyesine almak (eklemek) |
by cooption | seçim yoluyla |
cooperation | işbirliği |
close cooperation | yakın işbirliği |
cooperation in the fields of justice and home affairs | adalet ve içişleri alanlarında işbirliği |
cooperation procedure | işbirliği usulü |
cooperation with the institutions | kurumlarla işbirliği |
cooperative society | kooperatif ortaklık |
cross-border cooperation | sınır ötesi işbirliği |
European Monetary Cooperation Fund (FECOM) | Avrupa Parasal İşbirliği Fonu |
European Political Cooperation | Avrupa Siyasi İşbirliği |
judicial cooperation | adli işbirliği |
methods of cooperation | işbirliği yöntemleri |
correction | düzeltme |
correction amount | düzeltici tutar |
correspondence | yazışma, haberleşme |
official correspondence | resmi yazışma |
to subject the correspondence to censorship | haberleşmeyi sansüre tabi tutmak |
corruption | yolsuzluk |
cost | maliyet; masraf |
cost-benefit analysis | fayda-maliyet analizi |
cost accounting | maliyet muhasebesi |
stranded cost | yükümlenilen maliyet |
council | konsey, meclis |
Council | Konsey |
for the Council | Konsey adına |
act of the Council | Konsey tasarrufu/işlemi |
association council | ortaklık konseyi |
Committee of Ministers of the Council of Europe | Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi |
Council Common Position | Konsey Ortak Tutumu |
Council Conclusions | Konsey Sonuç Belgesi |
Council Decision | Konsey Kararı |
Council Decision of (Day-Month- Year)………………….. (Year/Number/EC) | (Gün-Ay- Yıl) tarihli, …….
(Yıl/Sayı/AT) sayılı Konsey Kararı |
Council Declaration | Konsey Bildirisi |
Council Directive | Konsey Direktifi |
Council Framework Decision | Konsey Çerçeve Kararı |
Council Joint Action ../../CFSP of … on … | ../../ ODGP sayılı Konsey Ortak Eylemi |
Council of Europe | Avrupa Konseyi |
Council of European Municipalities | Avrupa Belediyeler Konseyi |
Council of the European Union (Council of Ministers) | Avrupa Birliği Konseyi (Bakanlar Konseyi) |
Council of Ministers | Bakanlar Konseyi |
Council Recommendation | Konsey Tavsiye Kararı |
Council Regulation | Konsey Tüzüğü |
Council Regulation (..) no ../.. of … | ,,,sayılı ve ,,, tarihli Konsey Tüzüğü |
Council Resolution | Konsey İlke Kararı |
Decision-Making Procedure of the Council of the European Union | AB Konseyi Karar Alma Usulü |
European Council | Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi |
European Regions Council | Avrupa Bölgeler Konseyi |
General Affairs Council | Genel İşler Konseyi |
Secretariat General of the Council (of the European Union) | AB Konseyi Genel Sekreterliği |
measures taken by the council | Konsey tarafından alınan önlemler |
municipal council | belediye meclisi |
session of the council of ministers | bakanlar konseyi toplantısı |
special council of ministers | bakanlar özel konseyi |
to review the legality of acts of the Council | Konsey tasarruflarının hukuka uygunluğunu denetlemek |
counterfeit | sahte; taklit |
countervailing | telâfi edici |
countervailing charges in respect of imports | ithalata konan telâfi edici vergiler |
countervailing import duties | ithalatta telâfi edici vergiler |
countervailing measures | telâfi edici önlemler |
country | ülke |
African, Caribbean and Pasific countries | Afrika, Karayip ve Pasifik ülkeleri |
country where the establishment is effected | yerleşim ülkesi |
court | mahkeme |
Court of First Instance of the European Communities (CFI) | Avrupa Toplulukları İlk Derece Mahkemesi |
Court of Justice of the European Communities | Avrupa Toplulukları Adalet Divanı |
Decisions of the Court | Divan Kararları |
European Court of Auditors | Avrupa Sayıştayı |
hearing in court | celse / duruşma |
International Court of Justice (ICJ) | Uluslararası Adalet Divanı(Lahey Divanı) |
pre-court settlement body (arbitration) | yargılama / duruşma öncesi çözüm organı (tahkim) |
preliminary ruling | ön karar |
to bring an action (before the court) | dava açmak |
to submit a dispute to the court of justice | bir uyuşmazlığı adalet divanına götürmek |
within the terms of the judgment of the court | divan kararı (hükmü) çerçevesinde |
crime | suç |
organised crime | örgütlü suç |
cultural | kültürel |
cultural assets | kültürel varlıklar |
cultural goods | kültürel mallar |
law on the protection of cultural and natural heritage | kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu |
movable and immovable cultural and natural properties | taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları |
culture | kültür/ekin |
current | cari |
balance of current accounts | cari işlemler dengesi |
customs | gümrük |
absence of customs protection | gümrük korumasının yokluğu |
common customs tariff | ortak gümrük tarifesi |
Common Customs Tariff Nomenclature | Ortak Gümrük Tarife Nomenklatürü |
customs arrangement | gümrük düzenlemesi |
customs barrier | gümrük engeli |
customs clearance | gümrükleme |
customs code | gümrük kodu |
customs duties | gümrük vergileri |
customs duties of a fiscal nature | malî nitelikli gümrük vergileri |
customs duty exemption | gümrük muafiyeti |
customs protection | gümrük vergileri ile koruma |
customs receipt | gümrük makbuzu |
customs regime | gümrük rejimi |
customs territory | gümrük bölgesi |
customs union | gümrük birliği |
customs union joint committee | gümrük birliği ortak komitesi |
customs value | gümrük kıymeti |
establishment of a customs union | bir gümrük birliğinin kurulması |
Integrated Customs Tariff of the European Communities (TARIC) | Avrupa Toplulukları Entegre Gümrük Tarifesi |
reduction of customs duties | gümrük vergilerinin indirilmesi |
relief from (free of) customs duties | gümrük vergilerinden muafiyet |
D | |
damage | zarar |
claim for damages | tazminat talebi |
compensation for damage | zararların tazmini |
to make good a damage | zararı gidermek |
data | veri |
data processing | veri işleme |
database | veritabanı |
computerized database | bilgisayar destekli veritabanı |
date | tarih, gün |
to run only from this date | ancak (sadece) bu tarihten itibaren işlemeye başlamak üzere |
deadline | süre bitimi |
debt | borç |
external debt | dış borç |
external debt monitoring report | dış borç izleme raporu |
foreign indebtment | dış borçlanma |
public debt accountant | kamu borçları saymanı |
to decide | karar vermek |
has decided as follows | aşağıdaki gibi karar vermiştir |
have decided to conclude this agreement | işbu anlaşmayı imzalamaya karar vermiştir |
decision | karar |
Commission Decision | Komisyon Kararı |
Council Decision | Konsey Kararı |
decision of an arbitration board | tahkim kurulu kararı |
decision-making procedure of the European Community | Avrupa Topluluğunun karar alma usulü |
decision-making procedure of the Council of the European Union | Avrupa Birliği Konseyi karar alma usulü |
decisions of the Court | Divan kararları |
draft decision submitted by the Commission | Komisyon tarafından sunulan taslak karar |
ECSC General Decision | AKÇT Genel Kararı |
failure to take decision | karar alamama |
power to take decision | karar alma yetkisi |
reasoned decision | gerekçeli karar |
this decision is addressed to the Member States | bu karar Üye Devletlere yöneliktir |
this decision shall take effect on … | bu karar … tarihinde yürürlüğe girer |
to defer the decision | kararı ertelemek |
to rectify a decision | bir kararı düzeltmek |
to take a decision | bir karar almak |
communication | bildirim / tebliğ |
decision | karar |
directive | direktif |
opinion | görüş |
recommendation | tavsiye kararı |
regulation | tüzük |
resolution | ilke kararı |
to declare | beyan etmek, bildirmek |
act declared void | hükümsüzlüğü açıklanan karar |
declaration | bildiri |
declaration of intent | niyet bildirisi |
regulation declared void | hükümsüzlüğü açıklanan tüzük, hükümsüz olduğu bildirilen tüzük |
to defer | ertelemek; geciktirmek |
to defer the decision | kararı ertelemek |
deficit | açık; eksik |
trade balance deficit | dış ticaret açığı |
to deliver | teslim etmek |
delivery | mal teslimi |
delivery terms | teslim koşulları |
to deliver opinion | görüş bildirmek |
derogation | derogasyon |
save for the exceptions or derogations provided for | öngörülen muafiyetler ya da derogasyonlar saklı kalmak kaydıyla |
derogation | Derogasyon |
exemption | Muafiyet |
Free | Muaf |
relief | muafiyet (vergide) |
desiring to | arzusuyla; isteğiyle |
desirous of (in recommendations) | arzusuyla (tavsiye kararlarında) |
development | gelişme; kalkınma |
development activities | kalkınma faaliyetleri |
European Development Fund(EDF) | Avrupa Kalkınma Fonu |
European Regional Development Fund (ERDF) | Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu |
inter-regional differences in terms of development | bölgeler arası gelişmişlik farkları |
National Development Plan (NDP) | ulusal kalkınma planı |
priority regions for development | kalkınmada öncelikli yöreler |
sustainable development | sürdürülebilir kalkınma |
to sustain development | kalkınmayı sürdürmek |
under-developed areas | az gelişmiş bölgeler |
digital | sayısal |
diploma | diploma |
diploma equivalance | diploma denkliği |
device | cihaz; alet; gereç |
active implantable medical devices | vücuda yerleştirilebilir aktif tıbbi cihazlar |
medical devices | tıbbi cihazlar |
to differ | farklı olmak; benzememek |
elevation difference | yükselti farkı |
difficulty | güçlük |
to encounter difficulties | güçlüklerle karşılaşmak |
direct | doğrudan |
direct applicability | doğrudan uygulanabilirlik |
direct effect | doğrudan etki |
direct income support | doğrudan gelir desteği |
directive | direktif |
by means of directives | direktifler vasıtasıyla, aracılığıyla |
Commission Directive | Komisyon Direktifi |
Council Directive | Konsey Direktifi |
Directive Year/Number/EC of the European Parliament and of the Council of Day-Month-Year…….. | ……. hakkında…….. tarih ve
Yıl/Sayı/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi |
New Approach Directives | Yeni Yaklaşım Direktifleri |
Old Approach Directives | Klasik Yaklaşım Direktifleri |
the purpose of this Directive is to.. | bu Direktifin amacı .. |
disadvantage | dezavantaj; zarar |
to cause a disadvantage | bir zarara sebep olmak, olumsuz duruma sokmak |
disbursement | ödeme; harcama; hediye; paylaştırma |
chief of disbursement | ita amiri |
disclosure | açıklama ; ifşaat |
to discriminate | ayrım yapmak |
discrimination | ayrımcılık |
on a non-discriminatory basis | ayrımcı olmayan bir temelde |
non-discrimination principle | ayrımcılık yapmama ilkesi |
to dispose | sürmek; yok etmek; bertaraf etmek; kullanmak; tasarruf etmek |
disposal of products | ürünlerin pazara sürümü; ürünlerin (imha) bertaraf edilmesi |
recycling and disposing of wastes | atıkların geri dönüşümü ve imha edilmesi |
safe disposal of nonrecoverable waste, residues | geri dönüşümsüz atıkların güvenli bertaraf edilmesi |
dispute | tartışma, münakaşa; uyuşmazlık |
settlement of disputes | anlaşmazlıkların halli/uyuşmazlıkların çözümü |
to have jurisdiction in disputes | uyuşmazlıklara bakma yetkisine sahip olmak |
to submit a dispute to the Court of Justice | bir uyuşmazlığı Adalet Divanına götürmek |
distortion | bozulma |
to distribute | dağıtmak; bölüştürmek; paylaştırmak |
distributor | dağıtıcı |
exclusive distribution agreements | tek elden dağıtım anlaşmaları |
local distribution company | yerel dağıtım şirketi |
diversification | farklılaşma; çeşitlilik; farklılık |
diversification of resources | kaynakların çeşitlendirilmesi |
document | belge |
Common Transit and Single Administrative Document (SAD) | Ortak Transit ve Tek İdari Belge |
domestic | iç; evsel; yerli; yurtiçi |
domestic wastewater | evsel atıksu |
labelling of domestic appliances | ev aletlerinin etiketlendirilmesi |
domicile | ikametgâh |
done at Brussels | Brüksel ( ’de yapılmıştır/ imzalanmıştır) |
draft | taslak |
draft opinion | taslak görüş |
draft | taslak |
Proposal | tasarı |
drug | uyuşturucu; ilaç |
European Monitoring Centre for Drugs and Drug Addiction (EMCDDA) | Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi |
illicit use of drugs | yasa dışı uyuşturucu madde kullanımı |
illegal trafficking in drugs | yasa dışı uyuşturucu madde ticareti |
dumping | damping |
dumping of waste at sea | atıkların denize verilmesi |
duty | vergi; vazife/görev |
countervailing import duties | ithalatta telâfi edici vergiler |
duty relief arrangement | gümrük muafiyet düzenlemesi |
E | |
earnings | kazanç; kâr; gelir, ücret |
individual earnings | bireysel kazanç |
economic | ekonomik/iktisadi |
categories of economic activity | ekonomik faaliyet kategorileri |
Economic and Monetary Union | Ekonomik ve Parasal Birlik |
European Economic and Social Committee | Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi |
economic equilibrium | ekonomik denge |
economic study committee | ekonomik inceleme komitesi |
European Economic Area (EEA) | Avrupa Ekonomik Alanı |
European Economic Community (EEC) | Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) |
exclusive economic zone | münhasır ekonomik bölge |
general standard of economic activities | ekonomik faaliyetlerin genel sınıflandırılması |
standing committee for economic and commercial cooperation | ekonomik ve ticarî işbirliği daimi komitesi |
effect | etki |
arrangements having similar effect | eş etkili düzenlemeler |
country where the establishment is effected | yerleşim ülkesi |
to put into effect | yürürlüğe koymak, uygulamaya koymak |
electrical | elektrikli; elektriksel |
electrical equipment | elektrikli teçhizat |
electrical hazard | elektriksel teklike |
electrical material | elektrikli materyaller |
electrical risk | elektriksel risk |
electromagnetic compatibility | elektromanyetik uyumluluk |
to emphasize | vurgulamak |
emphasises the interest in | önemini (yararını) vurgular |
to employ | istihdam etmek; çalıştırmak |
employee | çalışan |
employer | işveren |
employment | istihdam |
civil employment | sivil istihdam |
European Employment Strategy (EES) | Avrupa İstihdam Stratejisi |
hidden (disguised) unemployment | gizli işsizlik |
level of employment | istihdam düzeyi |
to bring offers of employment into touch with applications for employment | iş gücü arzı ve talebini bir araya getirmek |
to safeguard the continuity of employment | istihdamın devamlılığını korumak |
underemployment | eksik istihdam |
unemployed | işsiz |
unemployment | işsizlik |
unregistered employment | kayıt dışı istihdam |
registered employment | kayıtlı istihdam |
enactment | yasalaştırma/ kanun yapma |
energy | enerji |
energy efficiency | enerji verimliliği |
energy manager | enerji yöneticisi |
energy sales and treasury guarantee agreements | enerji satış ve hazine garantisi anlaşmaları |
renewable energy resources | yenilenebilir enerji kaynakları |
enforcement | icra etme; yürütme, uygulamaya koyma; etkili hale getirme |
law enforcement personnel | yasa uygulayıcıları |
enlargement | genişleme |
enlargement of quotas | kotaların genişletilmesi |
to enter into force | yürürlüğe girmek |
enterprise | teşebbüs / girişim, işletme, firma |
European Centre for Public Enterprise (CEEP) | Avrupa Kamu İşletmeleri Merkezi |
European Charter for Small Enterprises | Küçük İşletmelere Yönelik Avrupa Sözleşmesi |
inter-enterprise agreement | işletmeler / firmalar arası anlaşma |
Multi Annual Programme for Enterprise and Entrepreneurship | Işletmeler ve Girişimcilik Çok Yıllı Programı |
notification of inter-enterprise agreement | işletmeler / firmalar arası anlaşmaya ilişkin bildirim |
entry | giriş; sınır |
after the entry into force | yürürlüğe girmesinden (girdikten) sonra, yürürlüğe girmesini takiben |
entry point | sınır kapısı |
entry price | giriş fiyatı |
entrepreneur | girişimci, müteşebbis |
entrepreneurship | girişimcilik |
to entrust | vermek, tevdi etmek |
entrusted tasks | verilen görevler |
to entrust a task | bir görev vermek |
undertakings entrusted with the operation | faaliyetin yürütülmesi ile görevlendirilmiş işletmeler |
environment | çevre |
environment policy | çevre politikası |
environmental auditing | çevre denetimi |
environmental impact assessment | çevresel etki değerlendirmesi |
environmental management | çevre yönetimi |
European Environment Agency | Avrupa Çevre Ajansı |
receiving environment | alıcı ortam |
specially protected environment areas | özel çevre koruma alanları |
Transboundary Environmental
İmpact Assessment Convention |
Sınıraşan Çevresel Etki Değerlendirmesi Sözleşmesi |
equilibrium | denge |
economic equilibrium | ekonomik denge |
external equilibrium | dış denge |
equipment | ekipman |
personal protective equipment | kişisel korunma ekipmanı |
establishment | yerleşme; kuruluş, tesis |
country where the establishment is effected | yerleşim ülkesi |
freedom of establishment | yerleşme özgürlüğü (serbestisi) |
right of establishment | yerleşme hakkı |
establishment | kuruluş |
institution | kurum |
Europe | Avrupa |
assent of the European Parliament | Avrupa Parlamentosunun uygun bulması |
Central and Eastern European Countries (CEEC) | Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri |
commissions of the European Parliament | Avrupa Parlamentosunun komisyonları |
Committee of Ministers of the Council of Europe | Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi |
Council of Europe1 | Avrupa Konseyi |
Council of European Municipalities | Avrupa Belediyeler Konseyi |
Council of the European Union (Council of Ministers) | Avrupa Birliği Konseyi (Bakanlar Konseyi) |
Court of Justice of the European Communities | Avrupa Toplulukları Adalet Divanı |
Euro-Info Centres | Avrupa Bilgi Merkezleri |
Eurochambers | Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği |
Europartenariat | Europartenariat (az gelişmiş bölgelerin gelişmesini destekleme programı) |
Europe Agreement | Avrupa Anlaşması |
European arrest warrant | Avrupa tutuklama emri (belgesi) |
European Association of Teachers | Avrupa Öğretmenler Birliği |
European Bank of Reconstruction and Development (EBRD) | Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası |
European Broadcasting Union (EBU-Eurovision) | Avrupa Yayın Birliği |
European Central Bank | Avrupa Merkez Bankası |
European citizenship | Avrupa vatandaşlığı |
European Charter for Small Enterprises | Küçük İşletmelere Yönelik Avrupa Sözleşmesi |
European Coal and Steel Community (ECSC) | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu |
European Police Office (Europol) | Avrupa Polis Ofisi |
European Reconstruction Agency (ERA) | Avrupa Yeniden Yapılandırma Ajansı |
European Standardization Committee (CEN) | Avrupa Standartlar Komitesi |
European Communities | Avrupa Toplulukları |
European Community (EC) | Avrupa Topluluğu |
Eeuropean Community law | Avrupa Topluluğu hukuku |
European Convention on Cross Border Television | Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi |
European Cooperation İn the Field of Scientific and Technical Research (COST) | Avrupa Bilimsel ve Teknik Araştırma Alanında İşbirliği |
European Council | Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi |
European currency snake | Avrupa para yılanı |
European Democratic group | Avrupa Demokrat grubu |
European Democratic Union | Avrupa Demokratik Birliği |
European Economic Community (EEC) | Avrupa Ekonomik Topluluğu |
European Electro-Technical Standardization Committee (CENELEC) | Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi |
European Foundation for Science | Avrupa Bilim Vakfı |
European Foundation for the Improvements of Life and Working Conditions | Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı |
European Free Trade Association (EFTA) | Avrupa Serbest Ticaret Birliği |
European hymn | Avrupa marşı |
European interest groups | Avrupa çıkar grupları |
European Investment Bank (EIB) | Avrupa Yatırım Bankası |
European Monetary Cooperation Fund (FECOM) | Avrupa Parasal İşbirliği Fonu |
European Monetary System (EMS) | Avrupa Para Sistemi |
European Ombudsman | Avrupa Ombudsmanı |
European Organization for Testing and Certification (EOTC) | Avrupa Test ve Belgelendirme Organizasyonu |
European Parliament | Avrupa Parlamentosu |
European Parliament Internal Regulation | Avrupa Parlamentosu İç Tüzüğü |
European Parliament Resolution | Avrupa Parlamentosu İlke Kararı |
European Parliament Sittings Official Reports | Avrupa Parlamentosu Resmi Oturum Tutanakları |
European Patent Office | Avrupa Patent Ofisi |
European Patent Organisation | Avrupa Patent Örgütü |
European People’s Party | Avrupa Halk Partisi |
European Political Cooperation | Avrupa Siyasi İşbirliği |
European Productivity Agency | Avrupa Verimlilik Ajansı |
European Refugee Fund | Avrupa Mülteci Fonu |
European Regional Development Fund (ERDF) | Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu |
European Regions Council | Avrupa Bölgeler Konseyi |
European Security and Defence Policy (ESDP) | Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası |
European Single Market | Avrupa Tek Pazarı |
European Social Fund (ESF) | Avrupa Sosyal Fonu |
European Space Agency (ESA) | Avrupa Uzay Ajansı |
European Space Research Organisation (ESRO) | Avrupa Uzay Araştırma Örgütü |
European Telecommunication Standards Committee (ETSI) | Avrupa Telekomünikasyon Standartları Komitesi |
European Trade Unions Confederation (ETUC) | Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu |
European Union (EU) | Avrupa Birliği |
European Union Charter of Fundamental Rights | Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı |
European unit of account | Avrupa hesap birimi |
European University Institute (EUI) | Avrupa Üniversite Enstitüsü |
Multi-speed Europe | Çok Vitesli Avrupa |
Official Journal of the European Union2 | Avrupa Birliği Resmi Gazetesi |
Partial European Agreements | Avrupa Kısmi Anlaşmaları |
President of the European Parliament | Avrupa Parlamentosu Başkanı |
Single European Act (SEA) | Avrupa Tek Senedi |
Treaty Establishing the European Atomic Energy Community | Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu Kuran Antlaşma |
South East European Stability Pact | Güney Doğu Avrupa İstikrar Paktı |
Treaty Establishing the European Coal and Steel Community | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu Kuran Antlaşma |
Treaty Establishing the European Economic Community | Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma |
Treaty on European Union (TEU) | Avrupa Birliği Antlaşması |
Union of Industrial and Employers’ Confederations of Europe (UNICE) | Avrupa Sanayici ve İşveren Konfederasyonları Birliği |
Variable Geometry Europe | Değişken Geometrili Avrupa |
Western European Union (WEU) | Batı Avrupa Birliği |
to evaluate | değerlendirmek |
to evaluate all relevant factors | bütün ilgili faktörleri değerlendirmek |
exemption | muafiyet |
block exemption | grup muafiyeti |
exempting regulation | muafiyet tüzüğü |
individual exemption | bireysel muafiyet |
tax exemption | vergi muafiyeti |
to expand | genişle(t)mek; büyü(t)mek |
progressive expansion of the trade | ticaretin giderek artması |
expenditure | gider; harcama; masraf |
assessment of expenditure | gider tahakkuku |
classification of expenditures | harcamaların sınıflandırılması |
commitment of expenditure | gider taahhüdü |
compulsory expenditure | zorunlu harcama |
expenditure order | harcama emri |
non-compulsory expenditure | zorunlu olmayan harcama |
payment of expenditures | giderlerin ödenmesi |
public expenditure | kamu harcamaları |
tax expenditure | vergi gideri |
to expire | sona ermek; süresi dolmak |
it shall expire on .. | … süresi … tarihinde dolar |
export | ihraç |
export levy | ihracat prelevmanı |
export promotion | ihracatın teşviki |
export refunds (restitution) | ihracat iadeleri |
export restrictions | ihracat kısıtlamaları |
export subsidy | ihracat sübvansiyonu (desteği) |
export tax refund | ihracatta vergi iadesi |
export volume | ihracat hacmi |
temporary export | geçici ihracat |
expulsion | sınır dışı etme; ihraç etme; tart etme, çıkarma |
external | dış |
external debt monitoring report | dış borç izleme raporu |
external equilibrium | dış denge |
external financial stability | dış malî istikrar |
evaluation | değerlendirme |
ex-ante evaluation | ön değerlendirme |
ex-post evaluation | nihai değerlendirme |
mid-term evaluation | ara değerlendirme |
F | |
fact | vakıa/olay, davanın maddi unsurları |
in law or in fact | hukuken veya fiilen |
factor | faktör; sebep, etken, amil |
factors of production | üretim faktörleri |
to fail | yapmamak; ihmal etmek; başaramamak |
action for failure to act | hareketsizlik davası |
to fail to act | hareketsiz kalmak, savsaklamak |
to fail to fulfil an obligation | bir yükümlülüğü yerine getirmekten kaçınmak |
failure to act | hareketsizlik, işlemden kaçınma |
failure to take decision | karar alamama |
farm | çiftlik |
farmer registrations | çiftçi kayıtları |
farm accounting data network | çiftlik muhasebesi veri ağı |
farmers register system | çiftçi kayıt sistemi |
fish farm | balık çiftliği |
stockfarming | besicilik |
feasibility | yapılabilirlik/ fizibilite |
feasibility report | fizibilite raporu |
feasibility studies | fizibilite çalışmaları |
federation | federasyon |
European Trade Unions Confederation (ETUC) | Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu |
finance | maliye, finansman |
financing investment trust | finansman yatırım ortaklığı |
joint financing | ortak finansman |
SME finance facility | KOBİ finansman imkanı |
Central Finance and Contracts Unit (CFCU) | Merkezi Finans ve İhaleler Birimi |
sources of finance | finansman kaynakları |
financial | finansal, malî |
close of financial year | malî yılın kapanması |
current financial year | içinde bulunulan malî yıl |
ex post financial audit body | harcama sonrası denetim yapan birim |
external financial stability | dış malî istikrar |
financial protocol | malî protokol |
financial regularity | malî uygunluk |
financial regulation | malî tüzük |
financial statement | malî bildirim |
financial tasks | malî görevler |
financial year | bütçe yılı; malî yıl |
review of financial statements | malî bildirimlerin incelenmesi |
suspicious financial transactions | şüpheli malî işlemler |
to have financial autonomy | malî özerkliğe sahip olmak |
to take care not to prejudice the financial stability | malî istikrarı tehlikeye düşürmemeye özen göstermek |
fiscal | malî |
customs duties of a fiscal nature | malî nitelikli gümrük vergileri |
exclusively fiscal nature | münhasıran malî nitelikli |
semi-fiscal transaction | yarı malî işlem |
fish | balık |
Common Fisheries Policy (CFP) | Ortak Balıkçılık Politikası |
fish farm | balık çiftliği |
fisheries co-management | ortak balıkçılık yönetimi |
fisheries management | balıkçılık yönetimi |
food | gıda, besin |
European Food Safety Authority (EFSA ) | Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu |
food safety | gıda güvenliği |
food safety action plan | gıda güvenliği eylem planı |
foodstuffs | gıda maddeleri |
foodstuff laboratories | gıda laboratuvarları |
force | güç, kuvvet; etki; cebir |
after the entry into force | yürürlüğe girmesinden (girdikten) sonra, yürürlüğe girmesini takiben |
labour force | iş gücü |
Rapid Reaction Force | Acil Müdahale Gücü |
this regulation shall enter into force on | bu tüzük … tarihinde yürürlüğe girer |
to have a binding force | bağlayıcı olmak |
forest | orman |
forestation | ağaçlandırma |
foundation | vakıf; temel |
European Foundation | Avrupa Vakfı |
European Foundation for Science | Avrupa Bilim Vakfı |
European Foundation for the Improvement of Life and Working Conditions | Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı |
framework | çerçeve |
Climate Change Framework Convention (CCFC) | İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi |
Community Support Framework (CSF) | Topluluk Destek Çerçevesi |
within the framework of the task | görev çerçevesinde |
fraud | hile, sahtekârlık, dolandırıcılık |
European Anti-fraud Office (OLAF) | Avrupa Sahtekârlıkla Mücadele Bürosu |
free | serbest |
European Free Trade Association (EFTA) | Avrupa Serbest Ticaret Birliği |
free circulation | serbest dolaşım |
free movement of goods | malların serbest dolaşımı |
free movement of persons | kişilerin serbest dolaşımı |
free movement of services | hizmetlerin serbest dolaşımı |
free movement of capital | sermayenin serbest dolaşımı |
free movement of workers | işçilerin serbest dolaşımı |
free repair | ücretsiz onarım |
free trade agreement | serbest ticaret anlaşması |
free trade area | serbest ticaret alanı |
free trade zone | serbest ticaret bölgesi |
goods in free circulation | serbest dolaşımdaki mallar |
relief from (free of) customs duties | gümrük vergilerinden muafiyet |
the right to move freely | serbestçe yer değiştirme hakkı |
freedom | özgürlük / serbestlik |
freedom of establishment | yerleşme özgürlüğü / serbestisi |
freedom of movement of persons | kişilerin dolaşım özgürlüğü / serbestisi |
freedom of movement for workers | işçilerin dolaşım özgürlüğü / serbestisi |
freedom to provide services | hizmet sunma özgürlüğü / serbestisi |
fund | fon |
credit guarantee fund | kredi garanti fonu |
European Community funds | Avrupa Topluluğu fonları |
European Development Fund (EDF) | Avrupa Kalkınma Fonu |
European Monetary Cooperation Fund (FECOM) | Avrupa Parasal İşbirliği Fonu |
European Refugee Fund | Avrupa Mülteci Fonu |
European Regional Development Fund (ERDF) | Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu |
European Social Fund (ESF) | Avrupa Sosyal Fonu |
revolving fund | döner sermaye |
G | |
gas | gaz |
greenhouse gas | sera gazı |
geography | coğrafya |
geographical information system | coğrafi bilgi sistemi |
geographical signs | coğrafi işaretler |
global | global, küresel |
Global Environmental Facility (GEF) | Küresel Çevre İmkanı |
globalisation | küreselleşme |
global warming | küresel ısınma |
good | iyi |
code of good practice | iyi uygulama kodu |
guidelines of good clinical practice | iyi klinik uygulamaları kılavuzu |
guidelines of good laboratory practice | iyi laboratuvar uygulamaları kılavuzu |
to make good a damage | zararı gidermek |
goods | mallar |
capital goods | yatırım malları |
counterfeit goods | sahte mallar; taklit mallar |
defective goods | ayıplı mallar |
durable consumer goods | dayanıklı tüketim malları |
finished goods | nihai mallar |
free movement of goods | malların serbest dolaşımı |
good laboratory practice | iyi laboratuvar uygulamaları |
goods in free circulation | serbest dolaşımdaki mallar |
intangible goods | gayrimaddi mallar |
intermediate goods | ara malları |
manufactured goods | mamul mallar |
pirated goods | korsan mallar |
replacement of goods | malın yenisi ile değiştirilmesi |
trade in goods | mal ticareti |
to govern | idare etmek / yönetmek |
board of governors of the bank | banka guvernörler kurulu |
central government | merkezi hükümet |
contract governed by private law | özel hukuk sözleşmesi |
contract governed by public law | kamu hukuku sözleşmesi |
governance | yönetişim |
local government | yerel yönetim |
rules governing the system of property ownership | mülkiyet rejimini belirleyen (düzenleyen) kurallar |
grant | hibe; imtiyaz; verme; bahşetme |
grant of licences | lisans verilmesi |
grant of licences by arbitration | tahkim yolu ile lisans verilmesi |
to grant a repayment | geri ödemeden yararlanma imkanı bahşetmek |
to grant loans and to give guarantees | borç ve garantiler vermek |
growth | büyüme |
Stability and Growth Pact | İstikrar ve Büyüme Paktı |
guarantee | garanti |
commission on guarantees | garanti komisyonları |
credit guarantee fund | kredi garanti fonu |
guidelines | kılavuz (yol gösterici) ilkeler |
employment guidelines | istihdama ilişkin kılavuz ilkeler |
in conformity with the guidelines | kılavuz ilkelerle uyumlu biçimde |
introductory guidelines | başlangıç esasları, ön kılavuz ilkeler |
sectoral guidelines | sektörel kılavuz ilkeler |
H | |
harmonisation | uyum/ uyumlaştırma |
harmonisation of laws | kanunların uyumlaştırılması; hukukların uyumlaştırılması |
structural harmonisation | yapısal uyumlaştırma |
adaptation | uyarlama |
adoption | kabul etme |
alignment | uyum / uyumlaştırma |
approximation | yakınlaştırma |
harmonisation | uyum / uyumlaştırma |
incorporation | derç etme |
transposition | aktarım |
heading | başlık; pozisyon |
headings and subheadings of the CCT | OGT pozisyon ve alt pozisyonları |
headings of the tariff | tarife pozisyonları |
sub-heading | alt-pozisyon |
tariff headings | tarife pozisyonları |
health | sağlık |
public health | genel sağlık |
hearing | celse / duruşma; oturum |
pre-hearing | yargılama / duruşma öncesi |
hearing | duruşma / celse (mahkeme); oturum |
open session | halka açık oturum |
session | oturum, celse, toplantı (mahkeme, meclis veya resmi bir grup için) |
sitting | oturum (mahkeme, meclis veya resmi bir kurum için) |
holiday | tatil |
paid holiday scheme | ücretli izin |
I | |
identity | kimlik |
European identity | Avrupa kimliği |
imitation | taklit |
imitated goods | taklit mal |
immigrant | göçmen |
illegal immigrants | yasa dışı göçmenler |
immigration | göç |
immovable | taşınmaz mal |
immovable purchased on a time share basis | devre mülk esasına göe satın alınan taşınmaz mal |
immunity | dokunulmazlık; bağışıklık |
to implement | uygulamak |
implementation of a policy | bir politikanın uygulamaya konması (icrası, yürütülmesi) |
implementation of a provision | bir hükmün uygulanması |
implementing convention | uygulama sözleşmesi |
implementing institution | uygulayıcı kuruluş |
implementing regulation | yönetmelik |
import | ithalat |
countervailing charges in respect of imports | ithalata konan telâfi edici vergiler |
countervailing import duties | ithalatta telâfi edici vergiler |
discounted imports | dampingli ithalat |
dumped and subdisied imports | dampingli ve sübvansiyonlu ithalat |
import deposit | ithalat teminatı |
import levy | ithalat prelevmanı |
import regime | ithalat rejimi |
import substitution | ithal ikamesi |
safety controls on imports | ithalattaki güvenlik kontrolleri |
subsidised imports | sübvansyonlu ithalat |
income | gelir |
income tax | gelir vergisi |
direct income support | doğrudan gelir desteği |
individual | bireysel |
individual earnings | bireysel kazanç |
individual exemption | bireysel muafiyet |
industry | sanayi/ endüstri |
competing industries | rakip sanayiler |
industrial component | sanayi payı |
industrial good | sınaî mal |
industrial plant | sanayi/endüstri tesisi |
industrial property | sınaî mülkiyet |
industry policy | sanayi politikası |
intellectual and industrial property | fikrî ve sınaî mülkiyet |
manufacturing industry | imalat sanayi |
Union of Industries of the European Community | Avrupa Topluluğu Sanayileri Birliği |
urban and industrial waste | kentsel ve endüstriyel atıklar |
to inform | haberdar etmek, bilgilendirmek |
they shall forthwith inform the Commission thereof | Komisyonu durumdan derhal haberdar ederler |
information | bilgi |
geographical information system | coğrafi bilgi sistemi |
information-network system | bilgi-ağı sistemi |
information society | bilgi toplumu |
security information form | güvenlik bilgi formu |
infringement | ihlâl |
action for infringement | ihlâl davası |
alleged infringement of an obligation | yükümlülük (borç) ihlâli iddiası |
case of infringement | ihlâl olayı |
should the infringement be repeated | ihlâl halinin tekrar edilmesi durumunda |
to bring an action for an infringement | bir ihlâl davası açmak |
to bring the infringement to an end | ihlâle son vermek |
to have an infringement established | ihlâlin saptanması |
to record an infringement | ihlâlin kayda geçirilmesi |
to initiate | başlatmak; girişmek |
on its own initiative | kendiliğinden, re’sen |
the initiative of …(member state) | …. (üye devlet) girişimi |
to initiate the procedure | süreci başlatmak |
injury | zarar, hasar; yara |
material injury | maddi zarar |
innovation | yenilik |
innovation relay centres | yenilik aktarım merkezleri |
inspection | teftiş, denetim; muayene |
agreement on pre-shipment inspection | sevkiyat öncesi kontrole ilişkin anlaşma |
market inspection | piyasa denetimi |
task of inspection | teftiş/denetim görevi |
institute | enstitü |
European University Institute (EUI) | Avrupa Üniversitesi Enstitüsü |
institution | kurum |
association institutions | ortaklık kurumları |
cooperation with the institutions | kurumlarla işbirliği |
European Community institutions | Avrupa Topluluğu kurumları |
implementing institution | uygulayıcı kurum |
institutions | kurumlar |
the seat of the institutions | kurumların merkezi |
instruction | talimat |
Community instructions | Topluluk talimatları |
mandatory instructions | (zorlayıcı) talimat |
to seek instructions | talimat beklemek, talimat (alınmasını) istemek |
instrument | belge; araç; alet; senet |
instrument of ratification | onay belgesi |
instruments of the European Community | Avrupa Topluluğunun araçları |
measuring instruments | ölçü aletleri |
insurance | sigorta |
insurance contract | sigorta sözleşmesi |
insurance services | sigorta hizmetleri |
maternity insurance | analık sigortası |
social insurances | sosyal sigortalar |
integration | bütünleşme/entegrasyon |
European integration | Avrupa bütünleşmesi/Avrupa entegrasyonu |
to intend | niyet etmek, amaçlamak |
intending to … | niyetiyle, …i amaçlayarak |
interest | menfaat, çıkar; yarar |
European interest groups | Avrupa çıkar grupları |
interest rate | faiz oranı |
prejudiced interests | zarar gören çıkarlar |
public interest | kamu yararı |
safeguard the interests of the community | topluluk çıkarlarının korunması |
interim | geçici, muvakkat |
Interim agreement | Geçici Anlaşma |
interim measures | geçici önlemler |
Interim protocol | Geçici Protokol |
international | uluslararası |
international arbitration | uluslararası tahkim |
international road transport (TIR) | uluslararası karayolu taşımacılığı |
to interpret | yorumlamak |
interpretation in dispute | tartışmalı yorum |
intervention | müdahale |
derived intervention price | belirlenmiş/hesaplanmış müdahale fiyatı |
intervention price | müdahale fiyatı |
to introduce | yürürlüğe koymak; getirmek, başlatmak, takdim etmek, bir konu hakkında genel tanıtım yapmak |
to investigate | araştırmak, tahkik etmek/soruşturmak |
investigation | araştırma, tahkikat/soruşturma |
to investigate a case | bir durumu soruşturmak, bir davayı soruşturmak, bir olayı tahkik etmek |
investment | yatırım |
European Investment Bank (EIB) | Avrupa Yatırım Bankası |
invested capital | yatırıma dönüştürülmüş sermaye |
investment authorisation | yatırım izni |
investment allowance | yatırım indirimi |
investment certificate | yatırım belgesi |
real estate investment trust | gayrimenkul yatırım ortaklığı |
to invite | davet etmek |
hereby invites the Commission to
… |
Komisyonu… (yapmaya, etmeye)
davet eder |
J | |
joint | karma, ortak |
EC-Turkey Joint Parliamentary Committee | AT-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu |
joint action | ortak eylem |
joint financing | ortak finansman |
joint parliamentary commission | karma parlamento komisyonu |
joint position | ortak tutum |
joint principles | ortak ilkeler |
joint venture | ortak girişim |
journal | gazete |
Official Journal of the European Communities | Avrupa Toplulukları Resmi Gazetesi |
Official Journal of the European Union2 | Avrupa Birliği Resmi Gazetesi |
judicial | adli, yargısal |
judicial cooperation | adli işbirliği |
judgment | yargı, hüküm; ilâm, mahkeme kararı |
judgment of the Court of Justice | Adalet Divanı hükmü, ATAD kararı |
to give judgment | hüküm vermek |
within the terms of the judgment of the court | Divan hükmü (kararı) çerçevesinde |
jurisdiction | yargı yetkisi; yargı alanı |
to have jurisdiction in disputes | uyuşmazlıklara bakma yetkisine sahip olmak |
to have jurisdiction to give preliminary rulings | ön karar vermeye yetkili olmak |
under their jurisdiction | kendi yargı yetkileri dahilinde |
unlimited jurisdiction | tam yargı yetkisi |
justice | adalet |
area of freedom, security and justice | özgürlük, güvenlik ve adalet alanı |
Court of Justice of the European Communities | Avrupa Toplulukları Adalet Divanı |
International Court of Justice | Uluslararası Adalet Divanı |
Justice and Home Affairs (JHA) | Adalet ve İçişleri |
to submit a dispute to the court of justice | uyuşmazlığı adalet divanına götürmek |
L | |
label | etiket |
labelling | etiketleme |
labelling of household appliances | ev aletlerinin etiketlendirilmesi |
watermarked visa label | filigranlı vize etiketi |
laboratory | laboratuvar |
laboratory certification | laboratuvar belgelendirmesi |
type approval laboratory | tip onay laboratuvarı |
type examination laboratory | tip inceleme laboratuvarı |
labour | iş gücü; iş; çalışma |
demand for labour | iş gücü talebi |
labour force | iş gücü |
labour force participation rate | işgücüne katılım oranı |
labour market | iş gücü piyasası |
labour requirement | iş gücü gereksinimi |
supply of labour | iş gücü arzı |
land | arazi, toprak |
land arrangement | arazi düzenlemesi |
land consolidation | arazi toplulaştırılması |
land filling | düzenli depolama |
land registration system | arazi kayıt sistemi |
land use plan | arazi kullanım planı |
law | hukuk; yasa, kanun |
civil law | medeni hukuk |
Community law | Topluluk hukuku |
company law | şirketler hukuku |
contract governed by private law | özel hukuk sözleşmesi |
contract governed by public law | kamu hukuku sözleşmesi |
derived law | ikincil hukuk |
EC primary law | AT birincil hukuku |
EC secondary law | AT ikincil hukuku |
European Community law | Avrupa Topluluğu hukuku |
in law or in fact | hukuken veya fiilen |
law enforcement personnel | yasa uygulayıcıları |
primary law | birincil hukuk |
legal | hukuki; kanuni/ yasal |
community legal instruments | Topluluk hukuki araçları |
illegal workers | kaçak işçiler |
legal arrangement | yasal düzenleme |
legal capacity | hukuki ehliyet |
legal conformity | yasal uygunluk, hukuki uygunluk |
Community legal instruments | Topluluk hukuki araçları |
legal personality | tüzel / hukuki kişilik |
retention of legal personality | tüzel kişiliğin korunması |
to be a party to legal proceedings | davada taraf olmak |
to review the legality of acts of the Council | Konsey tasarruflarının hukuka uygunluğunu denetlemek |
to legislate | yasamak, kanun koymak |
legislation | mevzuat |
approximation of legislation | mevzuatın yaklaştırılması |
Community legislation | Topluluk mevzuatı |
EC legislation | AT mevzuatı |
harmonization of legislation | mevzuatın uyumlaştırılması |
horizontal legislation | yatay mevzuat |
legislation of the European Communities | Avrupa Toplulukları mevzuatı |
level | seviye/düzey; hacim |
level of activity | faaliyet seviyesi; iş hacmi |
level of employment | istihdam düzeyi |
level of prices | fiyat düzeyi |
permissible noise level | izin verilebilir gürültü düzeyi |
wage level | ücret düzeyi |
warning level | uyarı düzeyi |
levy | vergi; prelevman |
compensatory levy | telâfi edici vergi |
liability | sorumluluk/mükellefiyet |
civil liability | hukuki sorumluluk |
contractual liability | sözleşmeden doğan sorumluluk |
personal liability | kişisel sorumluluk |
product liability | ürün sorumluluğu |
liberalisation | serbestleştirme |
consolidated liberalisation list | konsolide liberasyon listesi |
degree of liberalisation | serbestleşme derecesi |
liberal professions | serbest meslekler |
liberalisation of banking services | bankacılık hizmetlerinin serbestleştirilmesi |
liberalisation of foreign trade | dış ticaretin serbestleştirilmesi |
liberalisation of movement of capital | sermaye dolaşımının serbestleştirilmesi |
liberalisation of payments | ödemelerin serbestleştirilmesi |
liberalisation of services | hizmetlerin serbestleştirilmesi |
licence | lisans, ruhsat;ehliyet |
contractual licences | sözleşme temelinde verilen lisanslar |
exploration licence | arama ruhsatı |
grant of licences | lisans verilmesi |
grant of licences by arbitration | tahkim yolu ile lisans verilmesi |
operating licence | işletme ruhsatı |
scope of the licence | ruhsatın kapsamı |
term of the licence | ruhsat süresi |
the licence shall be deemed void | ruhsat geçersiz sayılır |
verification of licences | ruhsatların/lisansların tahkiki / onaylanması |
limit | limit, sınır; had |
limitation of noise emission | gürültü sınırlandırılması |
to alter the time limit | süre sınırını değiştirmek |
unlimited jurisdiction | tam yargı yetkisi |
within the limits of its power | yetkileri dahilinde |
within the limits of the powers conferred by this treaty | işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde |
liquidation | tasfiye |
livestock | hayvancılık |
loan | ödünç, borç |
conditions for loans | ödünç verme koşulları |
to issue a loan | tahvil çıkarmak |
use on free loan | karşılıksız olarak |
long | uzun |
long steel production | uzun çelik üretimi |
long-term commitments | uzun vadeli taahhütler/yükümlülükler |
loss | zarar; kayıp |
profit and loss account | kar-zarar hesabı |
M | |
maintanence | bakım; tamir, idame; muhafaza |
maintanence service | bakım onarım hizmeti |
to make | yapmak |
to apply (make) a reduction | indirim uygulamak(yapmak) |
to make a regulation | tüzük çıkarmak |
to make applicable | uygulamaya koymak |
to make good a damage | zararı gidermek |
majority | çoğunluk |
absolute majority | salt çoğunluk |
qualified majority | nitelikli çoğunluk |
required majority | gerekli çoğunluk |
simple majority | basit çoğunluk |
absolute majority | salt çoğunluk |
majority | çoğunluk |
qualified majority | nitelikli çoğunluk |
quorum | nisap/karar yeter sayısı |
unanimity | Oybirliği |
mandatory | zorlayıcı, zaruri, emredici |
mandatory instructions | (zorlayıcı) talimatlar |
manufacture | imalat |
good manufacturing practices | iyi imalat uygulamaları |
manufactured goods | mamul mallar |
manufacturing industry | imalat sanayi |
supervision of manufacture | imalat denetimi |
maritime | denizciliğe ait |
European Maritime Safety Agency (EMSA) | Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı |
maritime freight | navlun |
market | pazar, piyasa |
common market | ortak Pazar |
common market organisations | ortak piyasa düzeni |
European Single Market | Avrupa Tek Pazarı |
internal market | iç Pazar |
market inspection | piyasa denetimi |
market price | piyasa fiyatı |
market share threshold | pazar payı eşiği |
market surveillance | piyasa gözetimi |
marketing | pazarlama |
Office for Harmonisation in the Internal Market (Trade Marks and Designs) | İç Pazar (Marka ve Dizayn) Uyumlaştırma Ofisi |
placing on the market | piyasaya arz |
material | madde |
raw material | hammadde |
mayor | belediye başkanı |
measure | önlem/tedbir; ölçüm; ölçü |
Central Bureau for Nuclear Measurements | Nükleer Ölçümler Merkez Bürosu |
coercive measures | zorlayıcı önlemler/cebri tedbirler |
countervailing measures | telâfi edici önlemler |
interim measures | geçici önlemler |
measurement station | ölçüm istasyonu |
measures taken by the Council | Konsey tarafından alınan önlemler |
proposed measures | önerilen önlemler |
protective measures | koruyucu önlemler |
scope of a measure | önlemin kapsamı |
security measures | güvenlik önlemleri |
to abstain from any measure | her türlü tedbirden kaçınmak |
to suspend the measures | önlemleri askıya almak |
unit of measurement | ölçü birimi |
when member states adopt these measures | üye devletler bu önlemleri kabul ettiğinde (kendi hukukunda) |
measure | önlem/tedbir |
precaution | ihtiyat, tedbir |
medicine | ilaç |
medicine for humans | beşeri ilaçlar |
Mediterranean | Akdeniz |
Medpartneriat | Akdeniz ortaklığı |
to meet | bir araya gelmek; buluşmak |
summit meetings | zirve toplantıları |
member | üye |
associated member | ortak üye |
member of the commission | komisyon üyesi |
Member State | Üye Devlet |
Member States shall retain the right | Üye Devletler… hakkını saklı tutar |
nationals of a Member State | bir Üye Devletin uyrukları |
membership criteria | üyelik kriterleri |
memorandum | zabıt, andıç |
memorandum of understanding | mutabakat zaptı |
to merge | birleşmek |
merger | birleşme, füzyon |
Merger Treaty | Birleşme Antlaşması |
method | yöntem/usul/metot |
method of calculation | hesaplama yöntemi |
methods of cooperation | işbirliği yöntemleri |
metrology | metroloji |
mode | usul; tarz/stil |
mode of assessment | değerlendirme usulleri |
mode of collection | tahsil usulleri |
modular approach | modüler yaklaşım |
monetary | parasal |
Economic and Monetary Union (EMU) | Ekonomik ve Parasal Birlik |
European Monetary Cooperation Fund (FECOM) | Avrupa Parasal İşbirliği Fonu |
European Monetary System (EMS) | Avrupa Para Sistemi |
money | para |
money laundering | kara para aklama |
refund of money | para iadesi |
to monitor | İzlemek; denetlemek |
external debt monitoring report | dış borç izleme raporu |
to carry out continuous monitoring | sürekli denetim yürütülmesi (icrası) |
monopoly | monopol, tekel |
monopolies delegated by the state to others | devletçe başkalarına devredilen tekel yetkileri |
revenue-producing monopoly | malî tekel, malî imtiyaz |
state monopolies | devlet tekelleri |
morality | ahlak |
public morality | genel ahlak |
motion | önerge, teklif |
carried motion | kabul edilen teklif |
motion of censure | gensoru, güvensizlik önergesi |
to table a motion of censure | gensoru önergesi vermek |
movement | dolaşım, hareket |
free movement of capital | sermayenin serbest dolaşımı |
free movement of goods | malların serbest dolaşımı |
free movement of persons | kişilerin serbest dolaşımı |
free movement of services | hizmetlerin serbest dolaşımı |
freedom of movement for workers | işçilerin dolaşım özgürlüğü (serbestisi) |
moveable property | menkul mallar |
the right to move freely | serbestçe yer değiştirme hakkı, serbest dolaşım hakkı |
transboundary movement of pollutants | kirleticilerin sınır aşan taşınımı |
municipal | belediyeye ait |
Council of European Municipalities | Avrupa Belediyeler Konseyi |
municipal committee | belediye encümeni |
municipal council | belediye meclisi |
municipality | belediye |
mutual | karşılıklı |
mutual advantage | karşılıklı yarar |
mutual assistance | karşılıklı yardımlaşma |
mutual recognition | karşılıklı tanı(n)ma |
N | |
nation | ulus |
most favoured nation (MFN) | en çok kayrılan ulus |
national authority | ulusal makam |
national park | milli park |
nationals | uyruklar |
nationals of a member state | bir üye devletin uyrukları |
supra-national | uluslar üstü |
nature | doğa; nitelik |
biological diversity and natural resources management | biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynak yönetimi |
exclusively fiscal nature | münhasıran malî nitelikli |
nature monuments | doğal anıtlar |
nature park | doğal park |
nature protection zone | doğa koruma alanı |
natural | doğal |
natural assets | doğal varlıklar |
natural disaster | doğal afet |
natural spring water | doğal kaynak suyu |
negotiation | müzakere, görüşme |
to conduct negotiations | müzakereleri yürütmek |
to determine by negotiations | müzakereler yolu ile saptamak |
to enter into negotiations | müzakerelere başlamak |
Uruguay round multilateral trade negotiations | Uruguay turu çoktaraflı ticaret müzakereleri |
noise | gürültü |
limitation of noise emission | gürültü emisyonu sınırlaması |
noise pollution | gürültü kirliliği |
permissible noise level | kabul edilebilir gürültü düzeyi |
regulation on noise control | gürültü kontrol tüzüğü |
nomenclature | nomenklatür/sınıflandırma |
combined nomenclature | kombine nomenklatür |
Common Customs Tariff Nomenclature | Ortak Gümrük Tarifesi Nomenklatürü |
Nomenclature of Units for Territorial Statistics (NUTS) | İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması |
non-recoverable | geri kazanımsız |
non-recyclable | geri dönüşümsüz |
note | not |
to note | kaydetmek |
having noted (in resolutions) | kaydederek (ilke kararlarında) |
notes | dikkat eder, kaydeder |
noting that…(in recommendations) | kaydederek (tavsiye kararlarında) |
notification | bildirim, tebliğ; ihbar |
notification of inter-enterprise agreement | işletmeler arası anlaşmaya ilişkin bildirim |
notified body | onaylanmış kuruluş |
Notified Bodies Logistics Support (NBLS) | Onaylanmış Kuruluşlara Lojistik Destek |
announcement | duyuru |
declaration | bildiri/beyanname |
notification | bildirim, tebliğ, ihbar |
statement | beyan, bildirim |
nuclear | nükleer |
central bureau for nuclear measurements | nükleer ölçümler merkez bürosu |
O | |
oath | ant, yemin |
to hear on oath | yeminli ifade almak |
to take an oath | ant içmek |
objective | amaç, gaye |
attainment of the objectives | amaçlara ulaşılması |
essential objective | esas amaç |
objectives laid down in article x | madde x’ de yer alan amaçlar |
to attain its objectives | amaçlarına ulaşmak |
obligation | yükümlülük, borç |
obligations arising from their duties | görevlerinden kaynaklanan yükümlülükler |
pecuniary obligation | parasal yükümlülük |
supplementary obligations | ek yükümlülükler |
to evade the obligations | yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak |
to fail to fulfil an obligation | bir yükümlülüğü yerine getirememek/ifa edememek |
to impose a pecuniary obligation | parasal bir yükümlülük yüklemek |
occupation | uğraş/meslek; işgal |
gainful occupation | kazanç getirici faaliyet |
occupational accident | iş kazası |
occupational disease | meslek hastalığı |
occupational mobility | mesleki hareketlilik |
occupational safety | iş güvenliği |
occupational standards | meslek standartları |
professional occupation | serbest meslek |
office | büro; işyeri; daire; görev |
accounting officer | sayman |
assessment officer | tahakkuk memuru |
authorising officer | ita amiri |
European Patent Office | Avrupa Patent Ofisi |
office of president | başkanlık makamı |
registered office | merkez, tescil edilmiş işyeri |
term of office | görev süresi |
to remain in office | görevde kalmak |
official | resmi |
European Parliament Sittings Official Reports | Avrupa Parlamentosu Resmi Oturum Tutanakları |
Official Journal of the European Union | Avrupa Birliği Resmi Gazetesi |
one stop shop | bir hizmet sürecinin tümünün tek bir müessese tarafınca üstlenilmesi |
oil | petrol |
crude oil | ham petrol |
oil/gas transmission | petrol/gaz iletimi, nakli, ulaştırması |
waste oils | atık yağlar |
operation | işlem; işletim; faaliyet |
banking operations | banka işlemleri |
operating accounts | işletim hesapları |
transfer of operating rights (TOOR) | işletme hakkı devri |
opinion | görüş |
absence of an opinion | görüş yokluğu |
draft opinion | görüş taslağı |
to deliver opinion | görüş bildirmek |
order | emir, talimat |
payment order | ödeme emri |
public order | kamu düzeni |
public health | genel sağlık |
public morality | genel ahlak |
public order | kamu düzeni |
public policy | kamu düzeni, kamu politikası |
public security | kamu güvenliği |
to organise | örgütlemek |
European Patent Organisation | Avrupa Patent Örgütü |
European Space Research Organisation (ESRO) | Avrupa Uzay Araştırma Örgütü |
organised crime | örgütlü suç |
Organisation for European Economic Co-operation (OEEC) | Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı |
Organisation for Economic Cooperation and Development (OECD) | Ekonomi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı |
World Trade Organisation (WTO) | Dünya Ticaret Örgütü |
organism | organizma |
genetically modified organisms | genetik olarak yapıları değiştirilmiş organizmalar |
origin | menşe/köken |
certificate of origin | menşe şahadetnamesi |
original acts | temel işlemler |
Pan-European System of Cumulation of Origin | Pan Avrupa Menşe Kümülasyonu Sistemi |
place of origin | menşe yeri |
proof of preferential origin | tercihli menşe kanıtı |
own | kendi, öz |
Community’s own resources | Topluluk öz kaynakları |
own resources | öz kaynaklar |
ownership | mülkiyet |
rules governing the system of property ownership | mülkiyet rejimini düzenleyen kurallar |
P | |
own resources | öz kaynaklar |
paragraph | fıkra, paragraf |
paper | kitap; kağıt; matbu evrak; bilimsel veya resmi yazı |
green paper | yeşil kitap |
white paper | beyaz kitap |
parliament | parlamento |
assent of the European Parliament | Avrupa Parlamentosu’nun uygun bulması |
commissions of the European Parliament | Avrupa Parlamentosu komisyonları |
EC-Turkey Joint Parliamentary Committee | AT-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu |
European Parliament | Avrupa Parlamentosu |
European Parliament Internal Regulation | Avrupa Parlamentosu İç Tüzüğü |
European Parliament Resolution | Avrupa Parlamentosu İlke Kararı |
European Parliament Sittings Official Reports | Avrupa Parlamentosu Resmi Oturum Tutanakları |
joint parliamentary commission | karma parlamento komisyonu |
president of the European Parliament | Avrupa Parlamentosu Başkanı |
proceedings of the Parliament | Parlamento tutanakları |
partnership | ortaklık; şirket |
accession partnership | katılım ortaklığı belgesi |
ordinary partnership | adi ortaklık, adi şirket |
Partnership for Peace (PfP) | Barış İçin Ortaklık |
unlimited company (general partnership) | kolektif şirket |
party | parti; taraf |
contracting parties | âkit taraflar |
high contracting parties | yüksek âkit taraflar |
third party proceedings | üçüncü kişilere ait dava işlemleri |
to be a party to legal proceedings | davaya taraf olmak |
pasture | mera |
patent | patent |
European Patent Office | Avrupa Patent Ofisi |
European Patent Organisation | Avrupa Patent Örgütü |
non-patented | patenti alınmamış |
payment | ödeme |
balance of payments | ödemeler dengesi |
current payments | cari ödemeler |
general payments system | genel ödemeler rejimi |
indemnity payments | tazminat ödemeleri |
issuing payment order | ödeme emri çıkarma |
overall balance of payments | genel ödemeler dengesi |
payment of expenditures | giderlerin ödenmesi |
penalty | ceza |
penal provision | cezai nitelikte yasa hükmü |
penal sanction | cezai yaptırım |
people | halk |
prosperity of people | halkın refahı |
peer review | emsal tarama |
to perform | ifa etmek/yerine getirmek; icra etmek |
performance audit | performans denetimi |
performance reserve | performans rezervi |
period | dönem |
grace period | ödemesiz dönem |
periodical settlement | dönemsel borç tasviyesi |
set-off period | mahsup dönemi |
permanent | daimi |
Permanent Representatives Committee (COREPER) | Daimi Temsilciler Komitesi |
permit | izin |
person | kişi |
freedom of movement for persons | kişilerin dolaşım özgürlüğü (serbestisi) |
in one’s personal capacity | kişisel yetkisiyle, kişisel yetkisine dayanarak |
legal personality | tüzel / hukuki kişilik |
personal liability | kişisel sorumluluk |
retention of legal personality | tüzel kişiliğin korunması |
pharmaceutical | farmasötik |
medicinal products/ pharmaceuticals | tıbbi ürünler/ farmasötikler |
pharmaceutical preparations | farmasötik müstahzarlar |
pharmaceutical professions | eczacılık meslekleri |
pharmaceutics | eczacılık |
phytosanitary | bitki sağlığı |
pit | maden ocağı, kuyu |
lignite pit | linyit işletmesi |
place | yer |
place of origin | menşe yeri |
plan | plan |
contingency plans | acil durum planları |
Planning and Early Warning Unit | Planlama ve Erken Uyarı Birimi |
plant | tesis, fabrika; bitki |
plant health | bitki sağlığı |
fuel recycling plant | yakıt geri kazanım tesisi |
industrial plant | endüstri tesisi, sanayi tesisi |
plant species | bitki türleri |
thermal power plant | termik santral |
point | nokta; kapı |
entry point | giriş kapısı, giriş noktası, hudut/sınır kapısı, sınır noktası |
policy | politika |
Common Foreign and Security Policy (CFSP) | Ortak Dış ve Güvenlik Politikası |
common policies | ortak politikalar |
Common Transportation (Transport) Policy | Ortak Taşımacılık Politikası |
conjunctural policy | konjonktür politikası |
implementation of a policy | bir politikanın uygulamaya konması (icrası, yürütülmesi) |
industry policy | sanayi politikası |
public policy | kamu düzeni / kamu politikası |
research and development (R&D) policy | araştırma geliştirme (Ar-Ge) politikası |
social policy | sosyal politika |
to pollute | kirletmek |
noise pollution | gürültü kirliliği |
polluter pays principle (PPP) | kirleten öder prensibi |
pollution prevention | kirliliğin önlenmesi |
sea pollution | deniz kirliliği |
transboundary movement of pollutants | kirleticilerin sınır aşan taşınımı |
population | nüfus |
rural population | kırsal nüfus |
urban population | kentsel nüfus |
position | durum, pozisyon, konum |
abuse of dominant position | hakim durumun kötüye kullanılması |
joint position | ortak tutum |
privileged position | ayrıcalıklı/imtiyazlı durum |
power | güç; yetki |
conferring of powers | yetkiler verilmesi |
executive power | yürütme/icra yetkisi |
full power | tam yetki |
misuse of powers | yetkilerin kötüye kullanılması, yetki saptırması |
power to take decision | karar alma yetkisi |
powers which are conferred upon it by this treaty | işbu antlaşma ile verilen yetkiler |
thermal power plant | termik güç santrali |
to confer powers | yetki vermek |
within the limits of its power | yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde |
within the limits of the powers conferred by this treaty | işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde |
plenipotentiary | tam yetkili temsilci |
practice | uygulama; adet, usul; eylem |
concerted practices | uyumlu eylemler |
environmental impact assessment practices | çevresel etki değerlendirmesi uygulamaları |
good laboratory practice (GLP) | iyi laboratuvar uygulamaları |
normal bona fide commercial practice | iyiniyetli olağan ticarî uygulama |
precaution | ihtiyat, tedbir |
as a precaution | ihtiyatî olarak |
precautionary principle | İhtiyatlılık ilkesi |
preference | tercih |
Generalised System of Preferences | Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi |
mutual preferential regime | karşılıklı tercihli rejim |
preferential companies | ayrıcalıklı şirketler |
preferential regime | tercihli rejim |
preferential trade | tercihli ticaret |
prejudice | halel, zarar |
prejudiced interests | zarara uğrayan çıkarlar |
without prejudice to the provisions | hükümler saklı kalmak koşuluyla |
preliminary | ön |
preliminary authorisation | ön müsaade |
preliminary rulings of the court | divanın ön kararları |
premium | prim; ek ücret |
insurance premium | sigorta primi |
president | başkan |
office of president | başkanlık makamı |
President of the European Parliament | Avrupa Parlamentosu Başkanı |
presidency | başkanlık |
Presidency of the Council of the European Union | Avrupa Birliği Konseyi (Dönem) Başkanlığı |
European Community Presidency | Avrupa Topluluğu (Dönem) Başkanlığı |
price | fiyat |
basic price | temel fiyat |
derived intervention price | belirlenmiş (hesaplanmış) müdahale fiyatı |
guide price | rehber fiyat |
intervention price | müdahale fiyatı |
level of prices | fiyat düzeyi |
lump sum price | götürü bedel |
market price | piyasa fiyatı |
orientation price | yönelim fiyatı |
predatory pricing | yıkıcı fiyat uygulaması |
price differences | fiyat farkları |
price fixing | fiyat tespiti |
price index | fiyat endeksi |
purchase price | satın alma fiyatı |
reference price | referans (gösterge) fiyatı |
sluicegate price | set fiyatı |
target price | hedef fiyat |
threshold price | eşik fiyatı |
turnkey lump sum price | anahtar teslimi götürü bedel |
unit price | birim fiyat |
prima facie | ilk bakışta, ilk intiba üzerine |
principle | prensip, ilke |
principle of progressivity | aşamalılık ilkesi |
to set out principles | ilkeleri belirlemek |
privilege | imtiyaz/ayrıcalık |
procedure | usul |
acting in accordance with the procedure laid down in article 252 of the Treaty | Antlaşmanın 252. maddesinde öngörülen usule uygun şekilde hareket ederek |
application of procedures | usulün uygulanması |
assent procedure | uygun bulma usulü |
consultation procedure | danışma usulü |
cooperation procedure | işbirliği usulü |
inward processing procedure | dahilde işleme usülü |
procedure for revising | gözden geçirme usülü |
rules of civil procedure | medeni usul hukuku kuralları |
rules of procedure | usul kuralları |
screening procedure | tarama usulü |
tendering procedure | ihale usulü, teklif verme usulü |
to initiate the procedure | süreci başlatmak |
to result a procedure in a decision | sürecin bir kararla sonuçlandırılması |
proceedings | duruşma, dava; müzakere; tutanak |
proceedings in which a regulation is in issue | tüzüğün geçerli olup olmadığının konu alındığı dava |
proceedings of the Parliament | Parlamento tutanakları |
record of the proceedings | duruşma zabtı |
third party proceedings | üçüncü kişilere ilişkin dava işlemleri |
to be a party to legal proceedings | davada taraf olmak |
to institute proceedings | dava açmak, dava işlemlerini başlatmak |
process | ameliye/işlem; süreç |
inward processing regime | dahilde işleme rejimi |
outward processing regime | hariçte işleme rejimi |
product | ürün |
blood products | kan ürünleri |
concerned product | ilgili ürün |
construction products | inşaat malzemeleri |
contract product | sözleşme konusu ürün |
dairy products | süt ürünleri |
defective products | ayıplı ürünler |
disposal of products | ürünlerin pazara sürümü; ürünlerin (imha) bertaraf edilmesi |
general product safety | genel ürün güvenliği |
homeopathic products intended for human use | beşeri homeopatik ürünler |
immunological products | immünolojik ürünler |
last product | son ürün |
medicinal products/ pharmaceuticals | tıbbi ürünler/farmasötikler |
product liability | ürün sorumluluğu |
product safety | ürün güvenliği |
product quality assurance | ürün kalite güvencesi |
product verification | ürün doğrulaması |
products of the soil | toprak ürünleri |
replacing product | ikame ürün |
safe product | güvenli ürün |
semiconductor products | yarı iletken maddeler |
sensitive products | hassas ürünler |
veterinary products | veterinerlik ürünleri |
withdrawal of a product from the market | ürünün piyasadan toplatılması |
productivity | verimlilik |
European Productivity Agency | Avrupa Verimlilik Ajansı |
production | üretim |
factors of production | üretim faktörleri |
internal production control | iç üretim kontrolü |
production quality assurance | üretim kalite güvencesi |
production restitution | üretim iadesi |
to dispose of the production | üretimi sürmek; üretileni imha etmek, elden çıkarmak |
profession | meslek |
banking profession | bankacılık mesleği |
medical and allied professions | hekimlik ve yardımcı hekimlik meslekleri |
pharmaceutical professions | eczacılık meslekleri |
professional | mesleki |
professional disease list | mesleki hastalıklar listesi |
professional occupation | serbest meslek, profesyonel uğraş(lar) |
professional secrecy | meslek sırrı |
profit | kâr |
non-profit | kâr amacı gütmeyen |
profit and loss account | kâr zarar hesabı |
profitability | kârlılık |
profit-making company (firm) | kâr amaçlı şirket (firma) |
programme | program |
amounts devoted to carrying out the programme | programın gerçekleştirilmesi için ayrılan miktar |
Multi Annual Programme for Enterprise and Entrepreneurship | Işletmeler/Teşebbüsler ve Müteşebbislik Çok Yıllı Programı |
The Sixth Research and Technological Development Framework Programme | Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı |
programming | programlama |
property | mülk; mülkiyet |
commercial property | ticarî mülkiyet |
establishment of incorporeal rights on property | güçlendirilmiş aynî hak; mülkiyetin gayri aynî hak tesisi |
industrial property | sınaî mülkiyet |
moveable property | menkul/taşınır mallar |
private property | özel mülkiyet |
rules governing the system of property ownership | mülkiyet rejimi |
to dispose of property | mal üzerinde tasarrufta bulunmak |
proposal | tasarı; öneri/teklif |
Commission proposal | Komisyon tasarı |
proposed agreement | önerilen anlaşma |
proposed measures | önerilen önlemler |
to prosper | refaha ermek; başarmak |
prosperity of people | halkın refahı |
protection | koruma; savunma |
civil protection | sivil savunma (afetlere karşı) |
customs protection | gümrük vergileri ile koruma |
habitat protection | doğal yaşam ortamını koruma |
nature protection zone | doğa koruma alanı |
wildlife protection areas | yaban hayatı koruma alanları |
protective measures | koruyucu önlemler |
protocol | protokol |
to provide | temin etmek, sağlamak; öngörmek |
freedom to provide services | hizmet sunma özgürlüğü (serbestisi) |
save as otherwise provided | aksine hüküm olmadıkça, aksi öngörülmedikçe |
provided for in article … | … maddede belirtlen |
to provide non-repayable aid | geri ödemesiz bir yardım sağlamak |
provision | hüküm |
amendment of a provision | bir hükümde yapılan değişiklikler, hükmün tadili |
general provisions | genel hükümler |
implementation of a provision | bir hükmün uygulanması |
irrespective of the provisions of the article x | x maddesi hükümlerinden bağımsız olarak |
provisions laid down by regulation | tüzükle getirilen hükümler |
provisions of the act | kanun hükümleri |
special provisions | özel hükümler |
the provisions of the articles 9 to 15 | 9 ila 15. maddelerin hükümleri |
they shall apply these provisions from … | bu hükümleri .. den itibaren uygularlar |
to amend provisions | hükümleri değiştirmek |
to repeal provisions | hükümleri yürürlükten kaldırmak |
public | kamu |
public awareness | kamu bilinci |
public debt accountant | kamu borçlarından sorumlu sayman |
public expenditure | kamu harcamaları |
public health | genel sağlık |
public interest | kamu yararı |
public morality | genel ahlak |
public offerings | halka arz |
public opinion | kamuoyu |
public order | kamu düzeni |
public participation | halkın katılımı |
public policy | kamu düzeni, kamu politikası |
public procurement | kamu alımları |
public procurement law | kamu ihalesi hukuku |
public sector | kamu sektörü |
public security | kamu güvenliği |
public service | kamu hizmeti |
public service concession agreements | kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri |
public undertaking | kamu işletmesi |
publicity | tanıtım; ilan |
to purchase | satın almak |
exclusive purchasing agreements | tek elden satın alma anlaşmaları |
purpose | amaç |
for the purposes set out in the article x | x maddesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda |
the purpose of this directive is to.. | bu direktifin amacı …dır |
to put | koymak |
to put into effect | yürürlüğe koymak, uygulamaya koymak |
to put into force | yürürlüğe koymak |
Q | |
qualification | ehliyet; nitelik |
required qualifications | gerekli nitelikler |
quality | nitelik, kalite |
flat and high-quality steel products | yassı ve nitelikli çelik ürünler |
full quality assurance | tam kalite güvencesi |
quality assurance equipment | kalite güvence ekipmanı |
remediation of water quality | su kalitesinin iyileştirilmesi |
quorum | nisap/toplantı veya karar yeter sayısı |
quota | kota |
enlargement of quotas | kotaların genişletilmesi |
opened quota | açık kota |
quota increase | kotaların artırılması |
quota restrictions | kota kısıtlamaları |
tariff quotas | tarife kotaları |
R | |
rate | oran |
infant mortality rate | bebek ölüm oranı |
work at piece rates | parça başına çalışma |
work at time rates | zaman esasına göre çalışma |
ratification | onay |
instrument of ratification | onay belgesi |
readmission | geri kabul |
reason | neden; gerekçe |
reasoned decision | gerekçeli karar |
reasoned submissions | gerekçeli maruzat |
to recognise | tanımak |
mutual recognition | karşılıklı tanı(n)ma |
recognition of professional qualifications | mesleki niteliklerin tanınması |
recognising … (in convention) | kabul ederek, bilincinde olarak (uluslararası sözleşmelerde) |
recommendation | tavsiye kararı; tavsiye |
Commission Recommendation | Komisyon Tavsiye Kararı |
Council Recommendation | Konsey Tavsiye Kararı |
ECSC Recommendation | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Tavsiye Kararı |
hereby recommends Member States (to…, that…) | Üye Devletlere…. (yapmalarını,
etmelerini) tavsiye eder |
to confine oneself to making a recommendation | kendini tavsiyede bulunmakla sınırlandırmak |
to reconcile | uzlaştırmak |
reconciliation | uzlaştırma |
record | kayıt |
to record | kayıt tutmak, kaydetmek |
to rectify | düzeltmek, tashih etmek |
to rectify a decision | bir kararı düzeltmek |
redress | tazminat |
to redress | telâfi etmek / tazmin etmek |
to obtain redress | bir tazminat almak |
reduction | azaltma, indirim |
reduction of customs duties | gümrük vergilerinin indirilmesi |
to apply (make) a reduction | bir indirim uygulamak(yapmak) |
referring to | …e atıfta bulunarak |
to refine | arıtmak; inceltmek |
refinery | rafineri |
refugee | mülteci |
European Refugee Fund | Avrupa Mülteci Fonu |
refund | para iadesi |
to regard | göz önünde tutmak |
having regard to | göz önünde tutarak |
to regard a policy | bir politikayı dikkate almak, göz önünde tutmak |
acknowledging | kaydederek |
believing | inanarak |
conscious that (in protocol) | bilincinde olarak; farkında olarak
(protokollerde kullanılan deyim) |
has agreed as follows | aşağıdaki gibi anlaşmışlardır |
has decided as follows | aşağıdaki gibi karar vermiştir |
having regard to | göz önünde tutarak
|
referring to | …e atıfta bulunarak |
resolving to | kararlı olarak
|
whereas | -dığından
|
regime | rejim |
double-checking regime | çift taraflı kontrol rejimi |
inward processing regime | dahilde işleme rejimi |
outward processing regime | hariçte işleme rejimi |
customs regime | gümrük rejimi |
region | bölge |
Committee of the Regions | Bölgeler Komitesi |
European Regional Development Fund (ERDF) | Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu |
European Regions Council | Avrupa Bölgeler Konseyi |
inter-regional differences in terms of development | bölgeler arası gelişmişlik farkları |
less favoured region | en az gelişmiş bölge |
priority regions for development | kalkınmada öncelikli yöreler |
regional discrepancies | bölgesel farklılıklar |
regional disparities | bölgesel farklılıklar, bölgesel eşitsizlikler |
regional or local authorities | bölgesel ya da yerel yönetimler (makamlar) |
regional union | bölgesel birlik |
register | sicil |
to register | kaydetmek, tescil etmek |
registered office | tescil edilmiş merkez, işyeri |
registration | tescil, sicil |
regulation | tüzük |
Commission Regulation | Komisyon Tüzüğü |
Council Regulation | Konsey Tüzüğü |
European Parliament Internal Regulation | Avrupa Parlamentosu İç Tüzüğü |
financial regulation | malî tüzük |
implementing regulation | uygulama tüzüğü |
interim regulation | geçici tüzük |
regulation declared void | hükümsüzlüğü açıklanan tüzük |
Regulation number/year/EEC of the Council of (day-month-year) on (concerning, relating to)… | …hakkında (ile ilgili) (gün-ay-yıl) tarih ve sayı/yıl/AETsayılı Konsey Tüzüğü |
The Staff Regulations of Officials of the European Communities | Avrupa Toplulukları Memurları Personel Tüzüleri |
the text of the agreement is attached to this Regulation | antlaşmanın metni bu tüzüğe eklidir |
this Regulation shall be binding in its entirety and directly applicable in the Member States | bu Tüzük Üye Devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır |
this Regulation shall enter into force on | bu Tüzük … tarihinde yürürlüğe girer |
to make a regulation | tüzük çıkarmak |
relation | ilişki |
to promote relations | ilişkileri geliştirmek |
to remain | kalmak |
to remain in office | görevde kalmak |
remedy | çare; deva; ilaç |
remediation of water quality | su kalitesinin iyileştirilmesi |
to remedy a situation | bir durumu düzeltmek |
remission | affetme, bağışlama; hafifletme, indirim; geriye gönderme; yollama; iade etme |
to grant a remission | indirim uygulamak |
remuneration | ücret |
to renew | yenilemek |
renewable energy resources | yenilenebilir enerji kaynakları |
renovation | yenileme |
to renew agreements | anlaşmaları yenilemek |
to repair | onarmak |
free repair | ücretsiz onarım |
repair charges | onarım masrafları |
repair service | onarım hizmeti |
reparation | onarım; tazminat |
pecuniary reparation | para ile tazmin |
repayment | iade, geri ödeme |
repayment of internal taxation | iç vergi iadesi |
repayment of taxation | vergi iadesi |
repayment schedule | geri ödeme planı |
to grant a repayment | geri ödemeden yararlanma imkanı bahşetmek |
to repeal | yürürlükten kaldırmak |
to replace | yerine başkasını koymak, ikame etmek |
partial replacement | kısmi yenileme |
replacement of goods | malın yenisi ile değiştirme |
replacing product | ikame ürün |
report | rapor |
European Parliament sittings official reports | Avrupa Parlamentosu resmi oturum tutanakları |
treasury transactions report | hazine işlemleri raporu |
to represent | temsil etmek |
Permanent Representatives Committee (COREPER) | Daimi Temsilciler Komitesi |
research | araştırma |
European Cooperation in the Field of Scientific and Technical Research (COST) | Avrupa Bilimsel ve Teknik Araştırma Alanında İşbirliği |
European Research Area (ERA) | Avrupa Araştırma Alanı |
European Space Research Organisation (ESRO) | Avrupa Uzay Araştırmaları Örgütü |
Research and Development (R&D) Policy | Araştırma –Geliştirme Politikası (Ar-Ge) |
The Sixth Research and Technological Development Framework Programme | Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı |
to direct research towards sectors | araştırmaları sektörlere yönlendirmek |
residence | konut, mesken, ikamet edilen yer |
residence permit | ikamet izni |
resident | mukim, ikamet eden |
citizen | vatandaş |
citizenship | vatandaşlık |
national | uyruk |
nationality | milliyet, uyrukluk |
resident | mukim, ikamet eden |
residue | artık, kalıntı; bakiye |
to resign | istifa etmek, çekilmek |
to resign as a body | toplu olarak istifa etmek |
resolution | ilke kararı |
European Parliament Resolution | Avrupa Parlamentosu İlke Kararı |
resource | kaynak |
Community’s own resources | Topluluğun öz kaynakları |
diversification of resources | kaynakların çeşitlendirilmesi |
fresh resources | yeni kaynaklar |
state resources | devlet kaynakları |
responsibility | sorumluluk |
to be responsible for | …’dan sorumlu olmak |
to confer the responsibilities | sorumluluk vermek |
restriction | kısıtlama |
disguised restrictions | örtülü kısıtlamalar |
elimination of quantitative restrictions | miktar kısıtlamalarının kaldırılması |
to restructure | yeniden yapılandırmak |
in-situ restructuring | mekanda yeniden yapılandırma |
to review | gözden geçirmek |
to revise | gözden geçirmek, revize etmek |
procedure for revising | gözden geçirme usülü |
to revolve | döndürmek |
revolving fund | döner sermaye |
right | hak |
Charter of Fundamental Rights | Temel Haklar Şartı |
enjoyment of a right | bir haktan yararlanma |
exclusive right | münhasır hak |
operating right | işletme hakkı |
right of association | dernek kurma hakkı |
right of establishment | yerleşme hakkı |
right to benefit | yararlanma hakkı |
right of initiative | inisiyatif hakkı |
right of petition | dilekçe hakkı |
the right to move freely | serbestçe yer değiştirme hakkı |
to agree to a right | bir hakkın varlığı konusunda mutabakata varmak |
to possess a right of veto | veto hakkına sahip olmak |
transfer of operating rights (TOOR) | işletme hakkı devri |
royalty | imtiyaz karşılığı, fikrî/sınaî hakkın devir bedeli |
author’s royalties | telif hakları |
rule | kural |
Community rule | Topluluk kuralı |
rules of civil procedure | medeni usul hukuku kuralları |
rules of procedure | usul kuralları |
ruling | karar |
preliminary rulings of the Court | Divanın ön kararı |
to give a ruling | karar vermek(mahkemenin yargılama esnasında karar vermesi) |
rural | kırsal |
rural development | kırsal kalkınma |
rural population | kırsal nüfus |
S | |
safeguard | korunma |
safeguard measures | korunma önlemleri |
to conserve | muhafaza etmek |
to prevent | önlemek |
protection | koruma, savunma |
safeguard | Korunma |
safety | güvenlik, emniyet |
European Aviation Safety Agency (EASA ) | Avrupa Hava Güvenliği Ajansı |
food safety | gıda güvenliği |
food safety action plan | gıda güvenliği eylem planı |
occupational safety | iş güvenliği |
product safety | ürün güvenliği |
safe disposal of nonrecoverable waste, residues | geri kazanımsız atıkların güvenli bertaraf edilmesi |
sale | satış |
distant sales | uzaktan satışlar |
sales campaign | kampanyalı satışlar |
sales on credit | taksitli satışlar |
sanction | yaptırım |
save | den başka; ancak; yalnız |
save for the exceptions or derogations provided for … | …’de öngörülen istisnalar ya da sapmalar saklı kalmak kaydıyla |
school | okul |
apprenticeship school | çıraklık okulu |
science | bilim |
European Foundation for Science | Avrupa Bilim Vakfı |
scope | alan; kapsam |
scope of application | uygulama alanı |
sea | deniz |
deep sea discharge system | derin deniz deşarj sistemi |
dumping of waste at sea | atıkların denize verilmesi |
sea pollution | deniz kirliliği |
seat | mevki; üyelik; koltuk(parlamento); merkez |
the seat of the institutions | kurumların merkezi |
transfer of the seat of a company or firm | bir şirketin veya firmanın merkezinin yer değiştirmesi |
secrecy | gizlilik |
sector | sektör; bölge, mıntıka |
public sector | kamu sektörü |
sectoral policies | sektörel politikalar |
security | güvenlik |
Common Foreign and Security Policy (CFSP) | Ortak Dış ve Güvenlik Politikası |
public security | kamu güvenliği |
security information form | güvenlik bilgi formu |
security measures | güvenlik önlemleri |
social security | sosyal güvenlik |
securities | menkul kıymetler |
to issue securities | menkul kıymetler ihraç etmek |
securities investments associations | menkul kıymetler yatırım ortaklıkları |
securities investments funds | menkul kıymetler yatırım fonları |
to seize | zapt etmek, ele geçirmek, yakalamak; el koymak |
seizure | zaptetme, el koyma, haciz |
to sell | satmak |
door step selling | kapıdan satışlar |
service | hizmet |
freedom to provide services | hizmet sunma özgürlüğü (serbestisi) |
public service | kamu hizmeti |
public service concession agreements | kamu hizmeti imtiyaz anlaşmaları |
session | oturum/celse, toplantı |
extraordinary session | olağanüstü oturum |
open session | kamuya açık oturum |
session of the Council of Ministers | Bakanlar Konseyi toplantısı |
to sit in plenary session | genel kurul halinde toplanmak |
set-off | mahsup; takas; karşılık; talep/iddia |
to set-off | karşılık olarak koymak |
set-off period | mahsup dönemi |
settlement | yerleşim; tanzim; ödeme; çözüm; tasfiye |
dispersed settlement | dağınık yerleşim |
periodical settlement | dönemsel borç tasviyesi |
pre-court settlement body (arbitration) | duruşma/ yargılama öncesi çözüm organı (tahkim) |
settlement of payments | ödeme için onay verme |
shanty settlements | kaçak yapılaşma |
small | küçük |
Small and Medium size Enterprise (SME) | Küçük ve Orta Boy İşletme (KOBİ) |
to smuggle | kaçakçılık yapmak |
anti-smuggling data bank | kaçakçılık bilgi bankası |
interdiction of smuggling | kaçakçılığın men edilmesi |
smuggling | kaçakçılık |
soil | toprak |
products of the soil | toprak ürünleri |
land | arazi |
soil | toprak |
territory | ülke, toprak(uluslararası hukuk) |
social | sosyal |
European Economic and Social Committee | Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi |
European Social Fund (ESF) | Avrupa Sosyal Fonu |
social dialogue | sosyal diyalog |
social insurances | sosyal sigortalar |
social partners | sosyal taraflar |
social policy | sosyal politika |
social security | sosyal güvenlik |
space | uzay |
European Space Agency (ESA) | Avrupa Uzay Ajansı |
European Space Research Organisation (ESRO) | Avrupa Uzay Araştırmaları Örgütü |
special | özel |
special and differential treatment | özel ve ayrıcalıklı muamele |
special council of ministers | bakanlar özel konseyi |
specialisation agreement | ihtisaslaşma anlaşması |
specialised agency | uzmanlaşmış kurum |
specialised courts | ihtisas mahkemeleri |
spirit drinks | alkollü içecekler |
standard | standart |
controls on standards | standart denetimi |
European Telecommunication Standards Committee (ETSI) | Avrupa Telekomünikasyon Standartları Komitesi |
harmonised standard | uyumlaştırılmış standart |
insulation standard | yalıtım standardı |
mandatory standard | zorunlu standart |
standardisation | standardizasyon |
European Electro-Technical Standardisation Committee (CENELEC) | Avrupa Elektroteknik Standardizasyon Komitesi |
international standardisation organizations | uluslararası standardizasyon kuruluşları |
state | devlet |
associated state | ortak devlet |
nationals of a member state | bir üye devletin uyrukları |
state aids | devlet yardımları |
state monopolies of commercial character | ticarî nitelikli devlet tekelleri |
state subsidies | devlet sübvansiyonları |
statement | beyan/bildirim |
statement of general compliance | genel uygunluk bildirimi |
verification of financial statements | malî bildirimin tahkiki |
statistics | istatistik |
Nomenclature of Territorial Units for Statistics (NUTS) | İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması |
steel | çelik |
long steel production | uzun çelik üretimi |
flat and high-quality steel products | yassı ve nitelikli çelik ürünler |
Treaty Establishing the European Coal and Steel Community | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu Kuran Antlaşma |
stockfarming | besicilik |
strategy | strateji |
structure | yapı |
infrastructure works | altyapı çalışmaları |
structural funds | yapısal fonlar |
superstructure | üstyapı |
to submit | teslim etmek, tevdi etmek, sunmak |
reasoned submissions | gerekçeli maruzat |
subparagraph | bent |
subsidiarity principle | yetki ikamesi ilkesi |
subsidiary | şube; tali şirket, tabi şirket |
substance | madde; öz; maddi içerik |
dangerous substances | tehlikeli maddeler |
noxious chemical substances | zararlı kimyasal maddeler |
psychotropic substances | psikotrop maddeler |
such as | gibi |
to be such as to | nitelikte olmak |
suffrage | oy hakkı |
direct universal suffrage | doğrudan (tek dereceli) genel oy |
universal suffrage | siyasal (genel) oy hakkı |
summit | zirve |
summit meetings | zirve toplantıları |
supervision | denetleme,denetim,murakabe, teftiş, gözetim |
appropriate supervision | uygun denetim |
supervision of manufacture | imalat denetimi |
to supplement | eklemek, ilave etmek |
supplementary obligations | ek yükümlülükler |
to supply | sağlamak, temin etmek, tedarik etmek |
supply contract | tedarik sözleşmesi |
supranationality | uluslarüstülük |
surveillance | gözetim, nezaret, denetleme, teftiş |
bilateral surveillance | çift taraflı gözetim |
market surveillance | piyasa gözetimi |
to suspend | askıya almak |
suspension | askıya alma |
to suspend the measures | önlemleri askıya almak |
sustainability | sürdürebilirlik |
sustainable development | sürdürülebilir kalkınma |
system | sistem |
general incentive system | genel destek sistemi |
prompt alarm systems | hızlı alarm sistemleri |
title deed- cadastre system | tapu-kadastro sistemi |
T | |
to take | almak |
to take a decision | karar almak |
to take up an activity | bir etkinliğe başlamak ve sürdürmek |
talk | konuşma; görüşme |
exploratory talks | istikşafi görüşmeler |
tariff | tarife |
autonomous tariff | otonom tarife |
Brussels Tariff Nomenclature | Brüksel Tarife Nomanklatürü |
General Agreement on Tariffs and Trade (GATT) | Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması |
headings of the tariff | tarife pozisyonları |
Integrated Customs Tariff of the European Communities (TARIC) | Avrupa Toplulukları Entegre Gümrük Tarifesi |
items of the tariff | tarife kalemleri |
non-tariff barriers to trade | ticarette tarife dışı engeller |
nullification of tariffs | gümrük vergilerinin sıfırlanması
/kaldırılması |
tariff barriers | tarife engelleri |
tariff concessions | tarife tavizleri |
tariff description | tarife tanımı |
tariff headings | tarife pozisyonları |
task | görev |
achievement of the task | görevin tamamlanması |
entrusted tasks | verilen görevler |
task of inspection | teftiş görevi |
to entrust a task | bir görev vermek |
to perform a task | bir görevi yerine getirmek |
within the framework of the task | görev çerçevesinde |
tax | vergi |
compensatory tax | fark giderici vergi |
corporate tax | kurumlar vergisi |
cumulative multi-stage tax | kademeli vergi |
indirect tax | dolaylı/vasıtalı vergi |
private consumption tax | özel tüketim vergisi |
stamp tax | damga vergisi |
tax controller | vergi kontrolörü |
tax expenditures | vergi giderleri |
turnover tax | (iş hacmi), ciro vergisi |
taxation | vergilendirme |
double taxation | çifte vergilendirme |
repayment of internal taxation | iç vergi iadesi |
repayment of taxation | vergi iadesi |
technical | teknik |
technical regulation | teknik düzenleme |
technical specification | teknik şartname |
telecommunication | telekomünikasyon |
European Telecommunication Standards Committee (ETSI) | Avrupa Telekomünikasyon Standartları Komitesi |
temporary | geçici |
temporary admission | geçici kabul |
tender | ihale, teklif |
call for tenders | ihale için teklif isteme |
tendering procedure | ihale usulü, teklif verme usulü |
term | müddet, süre, vade, devre, şart |
term of office | görev süresi |
terms of reference | iş tanımı |
territory | toprak; ülke; bölge |
Community Territory | Topluluk Alanı |
territory of the Member States of the European Union | Avrupa Birliği Üye Devletlerinin ülkeleri |
terror | terör |
suppression of terrorism | terörizmin durdurulması |
text | metin |
textiles | tekstil ürünleri |
thermal | termal, ısıl, ısıya ilişkin |
thermal power plant | termik santral, ısıl güç santrali |
time | zaman, süre |
sufficient time | yeterli süre |
within the prescribed time | tanınan süre içinde |
work at time rates | zaman esasına göre çalışma |
tissue | doku |
tissue-typing reagents | doku tipleyici ayıraçlar |
title | başlık |
title-deed | tapu senedi |
title deed- cadastre system | tapu-kadastro sistemi |
tourism | turizm |
package tour | paket tur |
trade | ticaret |
Common Commercial Policy | Ortak Ticaret Politikası |
general provisions in the field of technical barriers to trade | ticarette teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin genel hükümler |
European Free Trade Association (EFTA) | Avrupa Serbest Ticaret Birliği |
free trade agreement | serbest ticaret anlaşması |
free trade area | serbest ticaret bölgesi |
insider trading | içeriden öğrenenlerin ticareti |
General Agreement on Tariffs and Trade (GATT) | Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması |
multilateral trade negotiations | çok taraflı ticaret müzakereleri |
preferential trade | tercihli ticaret |
progressive expansion of the trade | ticaret hacminin giderek artması |
trade balance deficit | dış ticaret açığı |
trade in goods | mal ticareti |
trade registry | ticaret sicili |
trading companies | ticarî şirketler |
World Trade Organisation (WTO) | Dünya Ticaret Örgütü |
traffic | trafik; ticaret, alışveriş |
illegal trafficking in drugs | yasadışı uyuşturucu madde ticareti |
training | eğitim; öğrenim |
basic and advanced vocational training | temel ve ileri düzeyde mesleki eğitim |
European Training Foundation (ETF) | Avrupa Eğitim Vakfı |
vocational retraining | mesleki yeniden eğitim |
vocational training | mesleki eğitim |
education | eğitim |
training | eğitim (mesleki) |
transaction | işlem |
purchasing transaction | satın alma işlemi |
semi-fiscal transaction | yarı malî işlem |
treasury transactions report | hazine işlemleri raporu |
banking transactions | bankacılık işlemleri |
to transfer | aktarmak, devretmek, intikal etmek; taşımak |
transfer of operating rights (TOOR) | işletme hakkının el değiştirmesi |
transfer of undertaking | işletmenin el değiştirmesi |
transit | transit |
Common Transit and Single Administrative Document (SAD) | Ortak Transit ve Tek İdari Belge (SAD) |
transit charges | transit geçiş vergileri |
transparency | şeffaflık |
transport | taşımacılık; ulaştırma |
common transportation (transport) policy | ortak taşımacılık politikası |
TIR (ınternational road transport) | uluslararası karayolu taşımacılığı(TIR) |
transport policy | taşıma politikası |
transposition | aktarım |
treatment | arıtma; muamele |
advanced treatment | ileri arıtma |
treatment facility | arıtma tesisi |
waste water treatment facility | atık su arıtma tesisi |
treaty | antlaşma |
amendment to a Treaty | Antlaşmanın tadili |
Amsterdam Treaty | Amsterdam Antlaşması |
contrary to the Treaty | Antlaşmaya aykırı |
Treaty Establishing a Single Council and a Single Commission of the European Communities (Merger Treaty) | Avrupa Topluluklarına Tek Bir Konsey ve Tek Bir Komisyon Kurulmasına Dair Antlaşma (Birleşme Antlaşması) |
Nice Treaty | Nice Antlaşması |
powers which are conferred upon it by this treaty | işbu antlaşma ile verilen yetkiler |
to draw up a treaty | bir antlaşma kaleme almak |
Treaty Establishing the European Atomic Energy Community (EAEC Treaty) | Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu Kuran Antlaşma |
Treaty Establishing the European Coal and Steel Community (Treaty of Paris) | Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu Kuran Antlaşma (Paris Antlaşması) |
Treaty Establishing the European Community | Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma |
Treaty Establishing the European Economic Community (Treaty of Rome) | Avrupa Ekonomik Topluluğunu Kuran Antlaşma (Roma Antlaşması) |
Treaty on the European Union (TEU) (Treaty of Maastricht) | Avrupa Birliği Antlaşması (AB Antlaşması) (Maastricht Antlaşması) |
agreement | anlaşma |
convention | sözleşme |
pact | pakt |
treaty | Antlaşma |
twinning | eşleştirme |
twinning covenant | eşleştirme sözleşmesi |
U | |
twinning covenant | eşleştirme sözleşmesi |
unanimity | oybirliği |
unanimous approval | oybirliği ile onay |
unanimously | oybirliğiyle |
undertaking | işletme, teşebbüs, girişim; taahhüt |
classes of undertakings | işletme kategorileri |
conversion of an undertaking | bir işletmenin(başka bir üretim için) dönüştürülmesi |
public undertaking | kamu işletmesi |
undertakings entrusted with the operation | işin idaresi ile yükümlü işletmeler |
union | birlik |
Council of the European Union | Avrupa Birliği Konseyi |
customs union | gümrük birliği |
European Broadcasting Union (EBU-Eurovision) | Avrupa Yayın Birliği |
European Democratic Union | Avrupa Demokratik Birliği |
European Trade Unions Confederation (ETUC) | Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu |
European Union (EU) | Avrupa Birliği |
regional union | bölgesel birlik |
Union of Industrial and Employer’s Confederations of Europe (UNICE) | Avrupa Sanayici ve İşveren Konfederasyonları Birliği |
unit | birim |
European Currency Unit (ECU) | Avrupa Para Birimi |
European unit of account | Avrupa hesap birimi |
unit of measurement | ölçü birimi |
urban | kentsel |
urban and industrial waste | kentsel ve endüstriyel atıklar |
urban population | kentsel nüfus |
urgent | acil |
in case of urgency | acil durumda |
on grounds of urgency | ivedilik gerekçesiyle |
to use | kullanmak |
user’s manual | kullanım kılavuzu |
U | |
unanimity | oybirliği |
unanimous approval | oybirliği ile onay |
unanimously | oybirliğiyle |
undertaking | işletme, teşebbüs, girişim; taahhüt |
classes of undertakings | işletme kategorileri |
conversion of an undertaking | bir işletmenin(başka bir üretim için) dönüştürülmesi |
public undertaking | kamu işletmesi |
undertakings entrusted with the operation | işin idaresi ile yükümlü işletmeler |
union | birlik |
Council of the European Union | Avrupa Birliği Konseyi |
customs union | gümrük birliği |
European Broadcasting Union (EBU-Eurovision) | Avrupa Yayın Birliği |
European Democratic Union | Avrupa Demokratik Birliği |
European Trade Unions Confederation (ETUC) | Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu |
European Union (EU) | Avrupa Birliği |
regional union | bölgesel birlik |
Union of Industrial and Employer’s Confederations of Europe (UNICE) | Avrupa Sanayici ve İşveren Konfederasyonları Birliği |
unit | birim |
European Currency Unit (ECU) | Avrupa Para Birimi |
European unit of account | Avrupa hesap birimi |
unit of measurement | ölçü birimi |
urban | kentsel |
urban and industrial waste | kentsel ve endüstriyel atıklar |
urban population | kentsel nüfus |
urgent | acil |
in case of urgency | acil durumda |
on grounds of urgency | ivedilik gerekçesiyle |
to use | kullanmak |
user’s manual | kullanım kılavuzu |
V | |
vade-mecum | el kitabı |
value | değer |
customs value | gümrük kıymeti |
issuing a declaration under exceptional value | istisnai kıymetle beyan düzenlemek |
threshold value | eşik değer |
vehicle | araç |
motor vehicles | motorlu taşıtlar |
road vehicles | karayolu taşıtları |
vehicle and container screening system | araç ve konteyner tarama sistemi |
verification | tahkik, doğruluğunu araştırma, doğrulama |
unit verification | birim doğrulaması |
verification of licences | ruhsatların tahkiki |
veto | veto |
to possess a right of veto | veto hakkına sahip olmak |
visa | vize |
watermarked visa label | filigranlı vize etiketi |
vocation | meslek |
basic and advanced vocational training | temel ve ileri düzeyde mesleki eğitim |
European Centre for the development of vocational training (CEDEFOP) | Avrupa Mesleki Eğitim Geliştirme Merkezi |
vocational rehabilitation | mesleki rehabilitasyon |
vocational retraining | mesleki yeniden eğitim |
vocational training | mesleki eğitim |
void | hükümsüz, geçersiz |
act declared void | hükümsüzlüğü hukuken beyan edilen işlem |
automatically void | kendiliğinden hükümsüz |
regulation declared void | iptal edilen tüzük |
the licence shall be deemed void | ruhsat geçersiz sayılır |
to vote | oy kullanmak |
the votes cast | kullanılan oylar |
W | |
wage | ücret |
wage level | ücret düzeyi |
earning | kazanç |
pension | emeklilere yapılan ödemeler, emekli maaşı |
remuneration | ücret |
salary | maaş |
wage | ücret |
income | gelir |
waive | feragat etmek, vazgeçmek; dokunulmazlığı kaldırmak |
to waive immunity | muafiyetten feragat etmek |
war | savaş |
in the event of war | savaş durumunda |
to warn | uyarmak |
warning level | uyarı düzeyi |
warranty | garanti |
certificate of warranty | garanti belgesi |
waste | atık |
domestic wastewater | evsel atık su |
dumping of waste at sea | atıkların denize verilmesi |
hazardous waste | tehlikeli atık |
organic waste | organik atık |
recyclable waste | geri kazanılabilir atık |
recycling and disposing of wastes | atıkların geri dönüşümü ve imha edilmesi |
waste oils | atık yağlar |
waste water treatment facility | atık su arıtma tesisi |
water | su |
drinking water | içme suyu |
ground water yield | yeraltı suyu verimi |
inland waterway | iç su yolu |
natural spring water | doğal kaynak suyu |
remediation of water quality | su kalitesinin iyileştirilmesi |
surface waters | yüzeysel sular |
utility water | kullanma suyu |
wetland | sulak alan |
where appropriate | uygun olduğu hallerde |
whereas | -dığından |
to withdraw | geri çek(il)mek |
withdrawal of the marketed product | ürünün piyasadan toplatılması |
within | içinde, içerisinde |
within three months of the date of | itibaren üç aylık bir süre içinde |
work | iş, çalışma |
European Foundation for the Improvement of Living and Working Conditions | Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı |
European Agency for Safety and Health at Work | Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı |
worker | işçi |
clandestine workers | kaçak işçiler |
freedom of movement for workers | işçilerin dolaşım özgürlüğü/serbestisi |
illegal workers | yasa dışı işçiler |
migrant worker | göçmen işçi |
field work | saha çalışması |
work at piece rates | parça başına çalışma |
work at time rates | zaman esasına göre çalışma |